Tüm göz Eş anlamlılar


  • Brifing Eş anlamlılar: yönergeler, yön, hazırlık, astar, tıkınma, klima, beyin yıkama, matkap, özet, emir.
  • Brig Eş anlamlılar: hapis.
  • Brigand Eş anlamlılar: eşkıya, haydut, hırsız, eşkıya, rover, çapulcu, freebooter, çapulcu, sissinghurst, vurguncu, spoiler, korsan, korsan, korsanları.
  • Brim Eş anlamlılar: taşma, koşmak, üzerinden akışı, su kuyusu, dökmek, salya, damla, cihazı, akarsu, taşkınlık, içmek, sel, çağlayan, boğmak.
  • Brimful Eş anlamlılar: dolu.
  • Brink Eş anlamlılar: kenar, eşiğinde, ağzına kadar rim, kenar boşluğu, saçak, dudak, etek, hem, kaş, kaldırım, sınır, sınır, çizgi, sınırı.
  • Bromür Eş anlamlılar: izlenimlerin, klişe, bayağılık, sıradan, klişe, eski gördüm, kestane, mısır, slogan, slogan, maxim, atasözü.
  • Broody Eş anlamlılar: karamsar.
  • Brook Eş anlamlılar: akarsu, dere, streamlet, deresi, rill, su yolu, koşmak, öldürmek, şube, çatal, kolu.tahammül, affetmek, katlanmak, kabul'den, kabul, destek, uymak, stand, ayı, tahammül, muzdarip.
  • Broş Eş anlamlılar: pin, toka, şiş, breastpin, fibula, toka, minyatür, chatelaine.
  • Broşür Eş anlamlılar: broşür, klasör, broşür, daire, kılavuzu, metin, astar, kitapçık, kitap, yolu.broşür, kitapçık, broşür, hızlı tren, klasör, yuvarlak, posta, yolu, üniforma, ıskarta.
  • Browbeat Eş anlamlılar: korkutmak, zorbalık, üzerinde overbear, kabadayı, gözdağı, inek, henpeck, hector, taciz, eziyet, ezmek, zulmetmek, kahverengi çalışma düşler, soyutlama, meditasyon, tefekkür, musing,...
  • Bruiser Eş anlamlılar: avcı.
  • Brushoff Eş anlamlılar: soğuk omuz, görevden alınması, reddi, hafif, kalkık, rebuff, kesmek, kaya balığı, ret, ret, turndown, red, kiss-off.
  • Brüt Eş anlamlılar: göze batan, apaçık, yaman, unsubtle, içler acısı, ağır, iğrenç, şok edici, korkunç.duygusuz, kalın kafalı, duygusuz, duyarlı, donuk, zor.kaba kaba, hantal hantal, büyük, lumpish,...
  • Bu Arada Eş anlamlılar: bu arada, geçerken, parantez içinde yerinde, tesadüfen, yanlışlıkla, tesadüfen.geçen, geçiş, geçici geçici, geçici, provisory, eğreti, derme çatma.aralığı, arada, bu arada,...
  • Bu Kanat Eş anlamlılar: doğaçlama.
  • Bu Nedenle Eş anlamlılar: sonuç olarak, bu nedenle, buna göre ergo, bu nedenle sonuç olarak.
  • Bubi Eş anlamlılar: mankafa.
  • Bucak Eş anlamlılar: açılış, fissür, gap, çatlamak, çatlak, yarık, diyafram, ağız, yarık, interstice, ihlali, sürtüşme, kavite, sonu, kira, gash.cemaat, kilise, flok, kat, derleme, toplum, kutlama,...
  • Bücür Eş anlamlılar: pigme, cüce, cüce, karides, peewee, elf, cüce, manken, tom thumb, lilliputian.
  • Budak Eş anlamlılar: şişlik, projeksiyon, güdük, düğüm, topuz, knurl, çıkıntı.engel, zorluk, güçlük blok, tıkanıklık, engel, soyguncu, bariyer, blok, catch, sorun.
  • Budaklı Eş anlamlılar: inişli çıkışlı, budaklı, topaklı, budaklı, siğil gibi soğanlı, kabarık.
  • Budala Eş anlamlılar: gülünç, budala, komik, komik, saçma, şamatalı, saçma, aptalca, deli, çılgın, vahşi, goofy, loony, deli.palyaço, aptal, komik, şakacı, soytarı, şovmen, mime, acemi, screwball,...
  • Bugbear Eş anlamlılar: hayalet, bogy, boogy, cin, öcü, şeytan, şeytan, şeytan, nemesis, bête noire.
  • Bugün Eş anlamlılar: şimdi, de, şu anda, hemen, derhal, pronto, hemen, mevcut hemen, şu anda, şu anda, contemporaneously, günümüzde.
  • Buhar Eş anlamlılar: nem, sis, sis, sis, buhar, bulut, duman, çiğ, smog, soluk, amacıyla, sızıntı, film, sprey, nem, nem.buharı, sis, bulut, sis, duman, effluvium, soluk, gaz, amacıyla.enerji, güç,...
  • Buharlaşır Eş anlamlılar: ortadan, yok, yavaş yavaş, dağılımı, volatilize, evanesce, geçiyoruz, eritin.
  • Buket Eş anlamlılar: grup, vecize, aynı, ilik, boutonniere, nosegay, sprey, çelenk, çelenk.koku, parfüm, koku, koku, parfüm, ruhu, özü.
  • Bulanık Eş anlamlılar: karışık, cılk, addlebrained, muddleheaded, sisli, karışık, belirsiz, rahatsız, huzursuz, bulanık, dağınık, şaşırmış, tutarsız, sarstı.belirsiz, bulanık, odaklanmamış, belirsiz,...
  • Bulanıklık Eş anlamlılar: karanlık, gizlemek, gizlemek, karartmak, karıştırmayın, kefen, peçe, gölgede, güneş tutulması, zorlaştırmak, befog, gölge, karartmak.leke, smear, leke, spot, harç, dab, leke, toprak,...
  • Bulantı Eş anlamlılar: pang, sancı, vicdan, compunction, tedirginlik, pişmanlık, ile, korku, endişe, demur, vicdan azabı, belirsizlik.
  • Bulaşıcı Eş anlamlılar: bulaşıcı, bulaşıcı, alıcı, bulaşıcı, serpme, inoküle.geçirir, bulaşıcı, bulaşıcı, çekici, çekici, transfer edilebilir.
  • Bulaşık Eş anlamlılar: sıçrama, dökmek, kirletmek, sıçramak, içmek, sprey, taşma.rüşvet, ezme, slosh, çamur, pislik, çamur, muck, goo, sızmak, balçık.
  • Bulaşma Eş anlamlılar: iletişim, kan dolaşımı, aktarım, iletim, dağılım, yayma, ima, öneri, geçiş.
  •