Tüm göz Eş anlamlılar
Bitki Eş anlamlılar: fabrika, tesis, atölye, döküm, dükkanı, işleri, değirmen.bitki, sebze, yeşillik, yeşillik, holophyte, organizma.koyun, yüklemek, implant, köşkü, yere koymak, koymak, kurmak, embed,...Bitki Örtüsü Eş anlamlılar: yaprakları, verdure, yeşillik, yeşillik.verdure, flora, bitkiler, doğa, bitki.Bitkin Eş anlamlılar: çorak, steril, bitkin, yıpranmış, verimsiz, sere.yorgun, yorgun, yıpranmış, yorgun, oynadı, yorgun, zayıf, harcanan, komplike, secde, tuckered çıkar bitmiş, hasır.zayıf, harcanan,...Bitkinlik Eş anlamlılar: yorgunluk, enervation, yorgunluk, languor, umursamazlık, atalet, uyuşukluk, uyuşukluk, yorgunluk, bitkinlik, halsizlik, ilgisizlik, tembellik, kırıklık.Bitkisel Eş anlamlılar: boş.Bitmemiş Eş anlamlılar: eksik.Bitmez Tükenmez Eş anlamlılar: sonsuz, sonsuz, sonsuz, sınırsız, sınırsız, sürekli, biteviye, sonsuz, sınırsız, sınırsız, sonsuz, sonsuz, ebedi, kalıcı, sürekli.Bitmiş Eş anlamlılar: parlak, şık, zarif, well-bred, ekili, uygar, kibar, nazik, uzman, başarılı, mükemmel, yetenekli, nefis.harap, geri, iflas, tükenmiş, tahrip, devrildi, harap, başarısız yok, pauperized,...Bıyık Eş anlamlılar: sakal, favori, burnsides, side-whiskers, anız, keçi sakalı, vandyke, imparatorluk.kıl, saç, vibrissa, seta, setula, kılçık, striga, arista.Bizim Eş anlamlılar: ihmal.Bkz Eş anlamlılar: dinleyici, denetçi, kulak misafiri.Blabbermouth Eş anlamlılar: dedikodu, tattletale, talebearer, rumormonger, gossipmonger, newsmonger, işgüzar, muhbir, bigmouth, geveze, boşboğaz kimse.Black-And-Blue Eş anlamlılar: mosmor, renksiz, yara bere, contused, mor, siyah sanat büyü.Blackball Eş anlamlılar: yasak, dışlamak, babaların, reddetmek, geri çevirmek, kara, karşı oy, debre, kalkık, coldshoulder, kesmek.Blacken Eş anlamlılar: siyah, koyu, mürekkep, begrime, leke, katran, besot, ebonize, cila, kararma, donuk, loş.iftira, iftira, kötülemek, calumniate, iftira, güvenini sarsmak, kirletmek, leke, karalama, düşürmek,...Blackguard Eş anlamlılar: hergele, kötü adam, domuz, şeytan, operanın, yılan, sıçan, lice, diyarbakır, hıçkırık, piç, topuk, rotter'in, cad.Blackjack Eş anlamlılar: kulüp.Blain Eş anlamlılar: blister.Blandisher Eş anlamlılar: yalaka.Blandishment Eş anlamlılar: dalkavukluk.Blaniable Eş anlamlılar: kusurlu.Blarney Eş anlamlılar: dalkavukluk.Blastoff Eş anlamlılar: başlatma, denize indirmek, atış, ateş, dışarı atmak, kovulma, projeksiyon, deşarj.Blear Eş anlamlılar: sulanmış.Blench Eş anlamlılar: korkmak, çekinme, sinmek, shrink, geri tepme, zayıflatmak, tereddüt, titremek, bıldırcın, titreme, gizlenmek, kaçmasına, kurtulmak.haşlamak.Blister Eş anlamlılar: şişme, bleb, boğaz iltihabı, fester, welt, kabarcık, blob, sac, sivilce, kaynatın, pamukçuk, blain, yumru, sty, apse, püstül.vesicate.Blithesome Eş anlamlılar: neşeli.Blitz Eş anlamlılar: saldırı, saldırı, grev, saldırı, saldırı, itme, blitzkrieg, bombardıman, raid, sally, baskını, sorti, akın, ücret, sürücü, hamle.Blitzkrieg Eş anlamlılar: blitz.Blizzard Eş anlamlılar: acele, patlama, girdap, sel, sel, kasırga, telaş, telaş.kar fırtınası, fırtına, kar yağışı, fırtına, fırtına, darbe, patlama.Blob Eş anlamlılar: kabarcık, kürecik, damla, damlacık, şişkinlik, bleb, blister, boncuk, küre, küre, pelet, parçacık.Bloc Eş anlamlılar: grup, derneği, blok, vücut, koalisyon, birliği, konfederasyonu, kombinasyon, lig, itilaf, hizip, eksen, halka, cabal, klik.Blockhead Eş anlamlılar: dolt, mankafa, aptal, keriz, bubi, çiğnemek, dullard, kesek, embesil, aptal, sap, bonehead, cahil, numskull, woodenhead.Blockish Eş anlamlılar: aptal.Blöf Eş anlamlılar: cliff, banka, yamaç, burun, burun, ridge, knoll, yükseklik, tepe, uçurumun, çit, kaya, eğimli, yar, dik.kaba, sert, sert, huysuz, blustering, plainspoken, curt, frank, laubali, samimi, künt,...