Tüm göz Eş anlamlılar


  • Cesaret Eş anlamlılar: cesaretini, yiğitlik, cesaret, ruh, kalp, sinir, gameness, cesaret, cesur, cesaret, omurga, kum, bağırsaklar, feistiness, mücadele, pugnacity.cesaret, korkusuzluk, intrepidity, cesaret,...
  • Cesaretle Eş anlamlılar: pluckily, cesurca, korkusuzca, intrepidly, kahramanca, doggedly, unflinchingly, kararlı, cesurca, cesaretle, öldürüldü, dauntlessly, daringly, kahramanca.
  • Cesaretli Eş anlamlılar: zekası.
  • Ceset Eş anlamlılar: vücut, kadavra, karkas, korpus, zombi, sert.
  • Çeşit Çeşit Eş anlamlılar: çeşitlendirilmiş, heterojen, manifold, alacalı, çeşitli, protean, motley, çeşitli, çok karışık, multiplex, farklı, çok şekilli.
  • Çeşitlendirmek Eş anlamlılar: farklılık, mix, büro, variegate, değiştirmek, değiştirmek, alter, dışarı şube.
  • Çeşitli Eş anlamlılar: koleksiyon, ürün çeşitliliği, karışımı, potpuri, farrago, melanj, derleme, hodgepodge, karışık, olio, salmagundi.ayrı, ayrı, özel, bireysel, çeşitli, birbirine benzemeyen, çeşitli,...
  • Çeşitlilik Eş anlamlılar: fark, açıklık, dissimilitude, çeşitli, heterojen.
  • Çeşme Eş anlamlılar: kaynak, kaynak, kök, beşik, kalbi, hayatın kaynağı, genesis, başına, neden, yazar, rahim, doğum yeri.pınar, jet, sprey, bahar, yazı tipi, akış, emzik, şofben, coşma, çıkış.
  • Cesur Eş anlamlılar: korkusuz, cesur, cesur, kahraman, valorous, cesur, yiğit, cesur, korkusuz, kuvvetli, cesur, korkusuz, oyun.cesur, azimli, cesur, yiğit, atılgan, kendine güvenen, ruhlu, cesur, mettlesome,...
  • Çete Eş anlamlılar: grup, kulüp, halka, bant, daire, zümre, lig, ittifak, sipariş, lodge, klik, mafya, düğüm, paketi, toplu, ayaktakımı.grup, mürettebat, takım, takım, kıyafet, shift, geçiş, şirket,...
  • Çetin Eş anlamlılar: kriz.zor, zahmetli, ağır, ağır, yorucu, yorucu, ağır, zahmetli, fatiguing, backbreaking, zor, sıkı, sert, bıktırıcı, vergi, talep, cezalandırma, herkül.
  • Çetrefilli Eş anlamlılar: inişli çıkışlı, düğümlü, budaklı, topaklı, knurly, pıhtılaşmış, sert, sağlam.karışık, karmaşık, dikenli, dikenli, yer, zor, zor, zahmetli.
  • Cetvel Eş anlamlılar: egemen, hükümdar, hükümdar, halikarnossos, diktatör, despot, diktatör, oligark, satrap, zalim, vali, komutan, lider.
  • Cevap Eş anlamlılar: yanıt, yanıt, tepki, kabul, yankı, geri dönmek, imbik.hizmet, yapmak, yeterli, iş, geçmek, başarılı, hak, karıştı, ayağa, fatura doldurun, yapmak belgili tanımlık hüner.karşılamak,...
  • Çevik Eş anlamlılar: spry, canlı, çevik, şen şakrak, kıvrak, canlı, hızlı, hafif, latife, lissome, esnek, lithesome, lightsome, ruhlu, filo, hızlı, hızlı.uyarı, zeki, hızlı, parlak, zeki, keskin, parlak,...
  • Çeviklik Eş anlamlılar: alacrity, celerity, legerity, el becerisi, hız, hız, hız, briskness, nimbleness, uyanıklığı, kolay.
  • Çevir Eş anlamlılar: şiddetle ve aniden çekmek, atmak, burgu, spin, fiske, hatve, atmak, gücüm, seğirme, başlatmak, çalkala.şiddetle ve aniden çekmek, fiske, atmak, burgu, atmak, spin, atmak, hatve, fırfır,...
  • Çeviri Eş anlamlılar: yorumu, gözden geçirme, rewording, tefsir, parlak, dönüştürme, imar, işleme, yorumu, değişiklik, değişikliği, değişiklik, değiştirilme, dönüşüm, hukuka, açıklama,...
  • Çeviribilim Eş anlamlılar: düşünce, göz, yansıma, meditasyon, direttiğini, durulması, tefekkür, inceleme, eleştiri, müzakere, musing, geviş, lucubration.
  • Çevirme Eş anlamlılar: uygun.
  • Çevirmek Eş anlamlılar: slough.
  • Ceviz Gibi Eş anlamlılar: fındık.
  • Çevre Eş anlamlılar: çevre, çevresi, ortam, ortam, ayarı, bağlam, arka plan, atmosfer, çevresinde, yöre, purlieu, mahalle, toplum.distal, dış, yüzey, dış, dış, dış.çevreyi, çevre, ayarlama, ortam, öğe,...
  • Çevresi Eş anlamlılar: ilçe sınırı, varoşlarda, çevresinde, mahalle, karakol, çevresi, exurb.çevresi, çevre, çevre, bağlı, pusula, sınır, kapsamı, muhit.
  • Çevresinde Eş anlamlılar: gelişinin yakınlığı, yakınlık, yakınlık, propinquity, adjacence, contiguity, yan yana, appozisyon, yakınlık, noktada.mahalle, çevre, sınırları, sınırları, yöre, çevresi, purlieus.
  • Çeyiz Nakış Ürünleri Eş anlamlılar: kıyafet.
  • Çeyrek Eş anlamlılar: merhamet, merhamet, şefkat, hoşgörü, ruth, hoşgörü, yardımseverlik, yazık.kaynak, yer, başlangıç, bahar, su kuyusu, memba, esas sebep, hisse senedi, kök.pansiyon, konut, konut, odaları,...
  • Ceza Eş anlamlılar: ceza, güzel, maliyet, kaybı, ödeme, rehin, değerlendirme, amercement, zarar.suçlu, mahkum, suçlu, suçlu, suçlu, malefactor, esir, tutuklu.suçlu, kusurlu, kasıtlı, kınanacak, kabahatli,...
  • Cezaevi Eş anlamlılar: hapishane, cezaevi, jailhouse, ıslahevi, tıkanabilir, brig, kalem, çın, sürahi, soğutucu, pokus, gaol.kafes, hücre, kalem, kümes, mezar, tonoz, manastır, zindan, muhafaza, pound.cezaevi.
  • Cezalandırmak Eş anlamlılar: simper, sırıtma, ogle, gülümseme, leer.cezalandırmak, kınamak, mahkum, cümle, chasten, düzeltmek, disiplin, sınırlamak, ince, intikam, misilleme.cezalandırmak, disiplin, düzeltmek,...
  • Cezası Eş anlamlılar: bedel, tazminat, geri ödeme, ödül, intikam, hesaplaşma, ücret, memnuniyeti, ücret, dönüş, varlıklar, ödeme, nakit, atın.ödeme ödemek, ödül, telafi, ödüllendirmek, remunerate,...
  • Cezbetmek Eş anlamlılar: hüner, marifet, rusçuk, manevra, stratagem, aldatma, tuzak, el sanatları, aygıt, dolandırıcılık, hile, tuzak, entrika, entrika.yem, eğlendirmek, saptırmak, ikna, çekmek, baştan, yoldan...
  • Chaffer Eş anlamlılar: pazarlık, pazarlık, pazarlık, dicker, ticaret at, anlaşma, kavga, takas, ticaret, kamyon, denli, stickle.
  • Chagrined Eş anlamlılar: koymak mahçup mahçup, aşağılanmış, disconcerted, karışık, dehşete, vexed, abashed, discountenanced.
  •