Tüm göz Eş anlamlılar


  • Dal Eş anlamlılar: şube, ateş, sadık, sprig, geçiş dal, filiz, kök, ile.
  • Dalak Eş anlamlılar: öfke, kızgınlık, kin, spite, kötülük, düşmanlık, acı, kötü niyet, kin, husumet, safra, kötülük, kötü niyet, zehir, sinirlilik, bitchiness.
  • Daldırın Eş anlamlılar: bırakın, submers, lavabo, dalma, ördek, veremeyin, boğmak, bastırmak, yutmak, korkutur, gömmek, söndürmek, ayyaş, daldırma, dunk, dalmak, kurucusu, whelm.
  • Daldırma Eş anlamlılar: yamaç, düşüş, çökmek, sarkıt, screen actors guild awards, yerleşmek, lavabo, ayarla, inerler, damla, düşmek, atılmak.bırakın, batığın, emmek, kepçe, balya, pota, ıslak,...
  • Dale Eş anlamlılar: vadi.
  • Dalga Eş anlamlılar: dalgalanma, artış, artış, groundswell, upwelling, sel, tufan, dökülme, süpürme, fırtına, izdiham, salgın, döküntü, salgın.dalgalandırmak, tesir, wag, çarpıntı, kapak, titreşim,...
  • Dalgalandırmak Eş anlamlılar: dalgalanma, salıncak, çekmek, dalga, billow, tesir, pulsate, dalgalanma, şişmeye, rulo, titreşim, salınım, çarpıntı, tereddüt.
  • Dalgalanma Eş anlamlılar: tereddüt, değişir, salınım, brahmacharinin, dalgalandırmak, alternatif, titreşim, çarpıntı, tesir, saptırmak, alter, sallanmak, sallanmak, yalpalamak, titremek.dalgacık, dalga, kıvrım,...
  • Dalgalı Eş anlamlılar: sıçrama.
  • Dalgıçlar Eş anlamlılar: muhtelif.
  • Dalgın Eş anlamlılar: dalgın, nostaljik, mahzun, melankoli, sorunlu.musing, dalgın, yansıtıcı, içe dönük, dalgın, üzgün, düşünceli, rüya, meditative, melankoli.yansıtıcı, meditative, düşünceli,...
  • Dalıp Eş anlamlılar: deli, dengesiz, kaçık, rahatsız, deli, sorunlu, çılgın, çılgın, deli, çılgın, kendini.şaşkın, çapraşık, karışık, şaşırmış, şaşkın, şaşkın, mystified, taciz.
  • Dalış Eş anlamlılar: dalma, iniş, damla, güz, adım, baskın, atlama, başlık, düşeydeki konumları, batma, daldırma, ördek, daldırma.dalma, zoka, inmek, sıçrama, damla, adım, düşmek, baskın, pençe,...
  • Dalkavuk Eş anlamlılar: yalaka, bootlicker, date, fawner, lackey, sholehah, elma parlatıcı, backslapper, saraylı, lickspittle, yes-man, çakal, cat's-paw.
  • Dalkavukluk Eş anlamlılar: dalkavukluk, beğeni, övgü, alkış, alkış, kaside, övgü, yağcılık, yağcılık, yaltaklanan, cajolery, blandishment, blarney, tatlı konuşmak, bal, yumuşak sabun, birikimini, kar iş,...
  • Dallanma Eş anlamlılar: filiz, dal, sonuç, sonucu, akıbet, sonrasında, uzantısı, urdur, geliştirme, durum, alt, devamı, evlât.
  • Dally Eş anlamlılar: dawdle, oyalanmak, oyalanmak, dinlenmeye, oynaşman, hakkında asmak, boşta, atıcı, poke, boondoggle, diddl.önemsememek, flört, coquet, oyuncak, philander, eğlence, oyun, spor, tease.her gün,...
  • Dalma Eş anlamlılar: hamle, vermeyecektir, fırlatmak, çizgi, acele, kirpik, hatve, fıskiye, başlatmak, bahar, kariyer.dalış, atlama, düşmek, zoka, pike, sıçrama, ördek, plop, inmek, baskın, adım, takla,...
  • Damak Eş anlamlılar: tat.
  • Damat Eş anlamlılar: bakım, meyletmek, köri, fırça, rub.damat, koca, benedict, eş, yoldaş.tren, hazırlamak, geliştirmek, matkap, başlatmak, aşılamak.donatmak, elbise, çıkması, kalk, çeki düzen vermek,...
  • Damga Eş anlamlılar: kabak, söndürmek, temizlemek, rub, enfiye, ezmek, gidermek, bastırmak, bastırmak, ortadan kaldırmak, ortadan kaldırmak, yok.stomp, yığın, ezmek, serseri, plod, adım.karakterize, etiket,...
  • Damıtmak Eş anlamlılar: özü, ayrı, dışarı basın, sıkmak, sınırdışı, hızlı, sıkıştırmak, sıkıştırmak, rafine, açıklamak, rarefy, demlemek.
  • Damızlık Eş anlamlılar: üzülmek, mope, çam, işkence, muse, düşünmek, uzun uzun düşünmek, üzerinde düşünmek, ağırlık, yansıtmak, kasıtlı, düşünün, meditasyon, düşünmek, spekülasyon.hatch,...
  • Damla Eş anlamlılar: salya, damla, damlama, damlama, kaçak, gurgle, sesi, dalgalanma.salya, cihazı, damla, sızıntı, serpin, sıçrama, sızmak, gurgle, koşmak, yayın, sızdırmak.bir yığın, şişlik, gobbet,...
  • Damlacık Eş anlamlılar: bırakın.
  • Damlama Eş anlamlılar: damla, damla, salya, kaçak, damla, su, sızma.salya, damla, sızıntı, sızmak, damla, fışkırtma, anlaşılmak.
  • Dandle Eş anlamlılar: sıçrama, jounce, çalkala, joggle, okşamak, kucaklamak, nestle, nuzzle, evde beslenen hayvan, okşamak.
  • Dandy Eş anlamlılar: fop, clotheshorse, moda plaka, tavuskuşu, beau, ahbap, coxcomb, kabarma, popinjay, beau brummell, toff, kafa.çok iyi, büyük, güzel, mükemmel, birinci sınıf, harika, en usta, deniz...
  • Danışma Eş anlamlılar: danışmanlık, konferans, tartışma, müzakere, bilgilendirme, bağımsız değişken, konsey, avukat, söyleşi, müzakere, oturum, işitme, röportaj, toplantı, palaver.
  • Danışman Eş anlamlılar: yöneticisi, baş, yönetmen, baş, lider, overseer, müfettiş, patron, ustabaşı, mol, müfettiş, vali.danışman, rehber, akıl hocası, guru, öğretmen, eğitmen, yönetmen, öğretmen,...
  • Dans Eş anlamlılar: zıplamak, tesir, kayma, bob, çarpıntı, taşınma, sıçrama, atlamak, bahar, sıçrama, bağlı, sıçramak, caper, oynamak.parti, top, hop, balo, cotillion, parti.
  • Dantel Eş anlamlılar: ajur, kafes, lacework, ağ, fancywork, örgü, nakış, kenar, telkari.kemerlerinizi bağlayın, kadar kravat, bağlama, dize, rüzgar, kirpik, hitch, köstek düğüm,.
  • Dantela Eş anlamlılar: döngü, manzara, yular, kement, kement, riata, tuzak, cellat düğümü.
  • Dar Eş anlamlılar: sınırlı, sınırlı, sözleşmeli, sınırlı, hapsetmesi, hapsedilmiş, çekmiş, sıkışık, incapacious, yakın, sınırlı, çimdikledi.ince, ince, ince, dar, konik, ipliksi, ince, yedek,...
  • Dar Görüşlü Eş anlamlılar: küçük, hoşgörüsüz, cimri, demek, dar, bağnaz, dar, inatçı, sert, sınırlı, önemsiz, il, küçük.sınırlı, kısıtlı, dar, il, ada, okumamış, korunaklı, miyop, miyop, yakın,...
  •