Tüm göz Eş anlamlılar


  • Çiftçi Eş anlamlılar: kültivatör, üretici, oyun, tiller, çiftçi, tarımcı.
  • Çiftleşme Eş anlamlılar: cinsel ilişki, birleşme, zina, birliği, kongre, konjügasyon, gaye.
  • Çiftlik Eş anlamlılar: yetiştirmek, bağ, pulluk, çapa, bitki, ekmek, yükseltmek, büyümek, biçmek, hasat.
  • Çığ Eş anlamlılar: heyelan, kar, slayt, slayt, deprem.tufan, tufan, sağanak, fırtına, baraj, bombardıman, groundswell.
  • Çığlık Eş anlamlılar: çığlık.not, bağırma, kükreme, huzza, hurrah, tezahürat, feryat, yuh, gürültü, gürültü, yaygara.bağırma, bağırmak, haykırmak, feryat, kükreme, halloo, bağırmak, yaygara, feryat,...
  • Çiğnemek Eş anlamlılar: azarlamak, kınama, giysi, haşlamak, sansür, söylenmek, upbraid, azarlama, reprehend, öğüt, suçlama, sitem, ayıplamak.aptal, dupe, popo, ninny, jackass, çocuk oyuncağı, schnook, schlemiel,...
  • Cihaz Eş anlamlılar: makine, aygıt, alet, aracı, cihaz, kap, alet, gadget, mekanizma, gizmo, widget.bürokrasi.makine, ekipman, dişli, eşyaları, kıyafet, bitki, motor.aparatı, cihaz, makine, alet, gadget, aracı,...
  • Çıkar Eş anlamlılar: çıkarmak, kamulaştırmak, atmak, kaldırmak, söndürüldü.kullanışlılığı, uygunluk, fitness, yatkınlık, etkinliği, advisability, pragmatizm, faydacılık, oportünizm, manipülasyon,...
  • Çıkarım Eş anlamlılar: kesinti, sonuç, sezgi, varsayım, varsayım, inşaat, varsayım, surmise, okuma, doğal sonucu.
  • Çıkarma Eş anlamlılar: dönek.dışarı atmak, sınırdışı, atmak, çıkarmak, görevden, kamulaştırmak, akıntı, kaldırmak, kovmak, kurtulmak, çıkması, sıçrama.
  • Çıkarmak Eş anlamlılar: çizmek, özü, türetmek, anlamak, geliştirmek, koparmak, fırlatıyorsunuz.bozmak, silmek, ortadan kaldırmak, kaldırmak, efface, leke, silmek, yok, iptal, extirpate, elide, sünger, sansür,...
  • Çıkın Eş anlamlılar: ateşkes, vazgeçmek, pes, feragat, vazgeçmek, durdurma, damla, bırakınca, durdurmak, terk, sonuçlandırmak, durdurmak.bırakın, uzağa gitmek, yola, kalkış, gitmek, çekilme, emekli,...
  • Çıkıntı Eş anlamlılar: kabarma, distend, çıkıntı, sözümü, genişletin, puf, şişirmek, proje, rise, dilate.projeksiyon.proje, çıkıntı, uzatmak, öne, sözümü, çıkıntı, impend, böceği.şişme, toptan,...
  • Çıkıntıya Eş anlamlılar: raf, projeksiyon, sırt, omuz, abutment, sınır, kalıplama, korniş, saçak, eşik, manto, ders, şerit.
  • Çıkış Eş anlamlılar: akış, coşma, jet, akış, dökülme, efüzyon, bahar, nehir, hamle, sızıntı, effluence, atık, sorunu, ortaya çıkışı, makalelerin.çıkın.havalandırma, geçit, emzik, meme, vana, ağız,...
  • Çıkışlar Eş anlamlılar: hurda, hurda, kalanlar, kalan, kalıntı, aşırı, orts, dinlenme, kalan.
  • Çıkma Eş anlamlılar: firar, terk, disloyalty, ihanet, apostasy, isyan, ayaklanma, ihanet, ihanet, çift.
  • Çıkmak Eş anlamlılar: ortaya, tırmanmak, montaj, artış, kalkmak, havaya kaldırmak, yükselmek, ölçek, kadar yamaç, yukarı eğik, eğim.temizlemek, bırakın, ayrılmak, gevşek kırmak, kendini kurtarmak, yola,...
  • Çıkmaz Eş anlamlılar: ikilem, düzeltme, durumu, boğazı, ikilem, zorluk, köşe, çimdik, karışıklık, reçel, turşu, kazıma, güzel geçmek, komplikasyon, sorun, spot, delik.çıkmaz.çıkmaz, çıkmaz sokak, cul,...
  • Çıkmıyor Eş anlamlılar: unutulmaz, silinmez, kalıcı, rahatsız edici, üzücü, üzücü, kafamda.
  • Çıktı Eş anlamlılar: üretim, verimlilik, başarı, başarı, üretim, verim, çalıştır, ürün, üretmek, kırpma, hasat, son ürünü.
  • Cilalı Eş anlamlılar: rafine.
  • Cilasız Eş anlamlılar: kaba.
  • Çile Eş anlamlılar: sıkıntı, deneme, işkence, kabus, işkence, acı, sıkıntı, acı, sefalet, ağrı, korku, lanet, sorun, ızdırap, cehennem.
  • Çilecilik Eş anlamlılar: özveri.
  • Çılgın Eş anlamlılar: eksantrik, crackbrain, krank, manyak, monomaniac, deli, aptal, karakter, fındık, screwball, aptal, ucube.öfkeli.deli, deli, manyak, vahşi, çılgın, coşkun, çılgın, çılgın dengesiz,...
  • Çılgınca Eş anlamlılar: heyecanlı, overexcited, çılgın, unhinged, çılgın, panik, çılgın, deli, bozuk, çıldırtmak, dengesiz, çılgın, kendini yanında.
  • Çılgınlığı Eş anlamlılar: tuhaflık, öfke, coşku, mani, distemper, moda, son sözü, modu, fantezi, kapris, sansasyon, dernier cri, tutku.madden, dement, derange, koydular, dengesizlik, çatlamak, unhinge.
  • Çılgınlık Eş anlamlılar: aptallık, sersemlik, mindlessness, delilik, mantıksızlık, brainlessness, saçmalık, ahmaklık, inanity, çılgınlık, imprudence, asininity, goofiness, dopiness.aptallık, saçmalık,...
  • Cılız Eş anlamlılar: küçük, hafif, önemsiz, picayune, düşük kaliteli, küçük, zayıf, küçük, zayıf, standartların altında cılız, önemsiz, önemsiz, piddling, detaycı, anemik.yalın, kemik, sıska,...
  • Cilt Eş anlamlılar: integument, pelt, gizle, ceket, slough, dermis, corium, epidermis.renk, renk tonu, rengi, sesi, cilt, boyama.peel, paylamak, decorticate, exoriate, kabuk, kabuğu, pare, şerit, kazıma, ortaya...
  • Cilt Payı Eş anlamlılar: kanal, yalak, hendek, drenaj, hendek, kanal, boru, oluk, bent, yarış.
  • Cilveli Eş anlamlılar: çapkın, seksi, ahlaksız, dallying, nazlı, hızlı, davet gevşek.
  • Cilvesi Eş anlamlılar: yaradılış, yapmacıklık, özelliği, safsata, zaaf, merkezcillik, crotchet, tuhaflık, vagary, karakteristik, alışkanlık, özelliği, kalite, heves, caprice, kapatma, shtick.
  • Çim Eş anlamlılar: çim, çimenlik, greensward, zemin, yard, çayır, lea, park, çim, glade.çimen, çimenlik, çimen, yeşil, ülke, greensward, çim, otlak, çayır, meadowland, lea, mera, verdure.
  •