Tüm göz Eş anlamlılar
Zaptedilemez Eş anlamlılar: boyun eğmez, şüphe götürmez, savunulabilir, güvenli, hızlı, yiğit, yenilmez, yenilmez, yenilmez.Zarafet Eş anlamlılar: güzellik.Zarar Eş anlamlılar: zarar, zarar, hasar, yara, zarar, mar, sakat, bozmak, işkence, ağrı, ağrı.hasar, zarar, zarar, zarar, yara, mar, tahrif, sakatlamak, çürük, bozmak, deforme, bozmak, lacerate, küfür etmek,...Zarar Görmemiş Eş anlamlılar: ses.Zarar Verir Eş anlamlılar: zarar, hasar, zarar, zarar, engel, engel, vitiate, daha da kötüye, yağma, mar, sakat, berbat, yok.Zarar Vermek Eş anlamlılar: zarar, hasar, zarar, zarar, yanlış, sabotaj, berbat, mar, yağma, yara.yaralanma, zarar, istismar, zarar, bozulma, yaramazlık, zararına, kötülük.Zararına Eş anlamlılar: zarar vermek, incitmek, yaralanma, zarar, önyargı, bozulma, zarar, hasar, aksilik, talihsizlik, dezavantaj.Zararlı Eş anlamlılar: unhealthful, sağlıksız, baneful, zararlı, tehlikeli, insalubrious, zararlı, zararlı, zararlı, zehirli, zararlı, sağlıksız, ayartıcı, moral bozucu, bulaşıcı, yıkıcı, zararlı,...Zararsız Eş anlamlılar: zararsız, güvenli, iyi huylu, masum, iyi niyetli, zararsız, mülayim, scatheless.zararsız, zararsız, yaktı, sakıncasız, barışçı, masum, sessiz, güvenli, mütevazi, yumuşak, hafif,...Zarf Eş anlamlılar: sarmalayıcı, kapak, ceket, döküm, kılıf, durum, kabuk, tekne, kaplama, cilt, battaniye, integument.Zarif Eş anlamlılar: hassas, güzel, çekici, zarif, minyon, çekici, çekici, hoş.akıllı, çeki düzen vermek, derli toplu, döşeme, keskin, şık, iyi giyimli, iyi turned dışı, televizyonda, şık,...Zaten Eş anlamlılar: artık, şimdi, şimdi, bugün itibarıyla, yalnızca bu zaman önce önce daha önce.Zavallı Eş anlamlılar: değersiz, önemsiz, rezil, aşağılık, yetersiz, değersiz, üzgünüm, sefil, demek, temel.hareketli, etkileyen, ağlanacak, acıklı, içler acısı, acınacak halde, sefil, dokunaklı, piteous,...Zayıf Eş anlamlılar: eksik, kusurlu, etkisiz, yoksul, yetersiz, standartların altında eksik, verimsiz, aciz, etkisiz, yapamaz, topal.irresolute, kararsız, titrek, omurgasız, weak-kneed, korkak, vacillating,...Zayıflamaya Eş anlamlılar: debilitate, enervate, enfeeble, sap, bayrak, egzoz, sakat, devre dışı bırakmak, zayıflatmak, devitalize, felç.Zayıflamış Eş anlamlılar: cılız, israf, ince, bezgin, çelimsiz, aç, yıldız, boğumlu, bitkin, zayıf, hafif, pörsümüş, iskelet, körelmiş.Zehir Eş anlamlılar: bane, virüs, yıkım, lanet, kanser, malignite, rot, veba, enfeksiyon, amacıyla.toksin, zehir, yıkım.bulaştırmak, kontamine, envenom, bozuk, debauch, kirleten, kusur, kirletmek, berbat,...Zehirli Eş anlamlılar: toksik, öldürücü, ölümcül, ölümcül, zehirli, baneful, zararlı, tehlikeli, zehirli.kötü niyetli, kindar, kindar, yakıcı, acımasız, zalim, düşman, kısır, vahşi, seviyesiz,...Zekâ Eş anlamlılar: mizahçı, dedikodu, komedyen, şakacı, wisecracker, şaka smith, komedyen, şakacı, punster, banterer.zeka, zeka, akıl, sebep, sağduyu, zihin, gray matter, anlamda, beyin, beyin.hazırcevap,...Zekası Eş anlamlılar: fikir, muhakeme, keskinliği, zeka, açıkgözlülüğüyle, perceptiveness, netlik, anlayış, penetrasyon, zeka, cesaretli, perspicaciousness, içyüzünü.mat.Zeki Eş anlamlılar: zeki, akıllı, parlak, parlak, zeki, uyarı, keskin, zeki, keskin.zeki, keskin, kurnaz, keskin, apaçık, anlama, bilge, zeki, algı, akut, delici, berrak, keskin, clear-sighted.usta, usta,...Zemin Eş anlamlılar: toprak, toprak, toprak, kerpiç, toz.yüzey, kapak, üst, yatıyordu, yayılmış, çimento, blacktop, asfalt, macadamize.hazırlık, belleme, ön elemeleri, düzenlemeler, hükümler.alan, alan,...Zengin Eş anlamlılar: zengin, zengin, varlıklı, iyi, sabit, paralı, iyi, başarılı, rahat, iyi topuklu.zengin, zengin, paralı, zengin, zengin, ayrıcalıklı, şanslı, paralı, fiş, iyi, iyi-off, iyi, topuklu,...Zenginleştirmek Eş anlamlılar: geliştirmek, geliştirmek, yükseltme, yetiştirmek, daha iyi, geliştirmek, bağışlamak, rafine, iyileştirmek, terfi edin.Zenginlik Eş anlamlılar: servet, refah, lüks, zenginlik, servet, refah, konfor, hazine, para, kaynaklar, sermaye.Zero Hour Eş anlamlılar: kriz, dönüm noktası, gerçeği, acil durum, dönemde, çatışma, test, deneme, çile, ekstremite, çimdik, durumu, ikilem, crunch, an sıkmak.Zerre Eş anlamlılar: leke, partikül, pul, parça, tahıl, bit, kırıntı, spot, çimdik, beyaz, atom.zerre, zerre, leke, bit, kene, hurda, paçavra, scintilla, parçacık, iota, çizgi, katiyen, damla, tahıl,...Zestful Eş anlamlılar: heyecan verici, heyecan verici, iştah açıcı, keyifli, zevkli, uyarıcı, kışkırtıcı, keyifli, sevindirici, capcanlı, animasyonlu, hareketli, zingy.Zevk Eş anlamlılar: zevk, tatmin, haz, eğlence, zevk, eğlence, eğlence, eğlence, zevkle, gusto, lezzet.zevk, neşe, haz, mutluluk, saadet, sevinç, büyü, zevk, refah, sevinç, neşe, tutsaklık.zevk.seçim, arzu,...Zevk Verici Eş anlamlılar: ahlaksız, terk edilmiş, çapkın, ahlaksız, içki, sarhoş, disiplinsiz, sefih, çapkın, hedonist, sybaritic, saturnalian, dionysos, vahşi.Zevkle Eş anlamlılar: ipucu, izleme, öneri, gölge, nefes, fısıltı, bit, ruh çağırma, işareti, belirti, ışığı, koku, belirteç, gösterge, soupçon.iştah, takdir, sevme, lezzet, coşku, zevk, zevk, tatmin,...Zevkli Eş anlamlılar: zarif, sanat, zarif, estetik, güzel, iyi seçilmiş, olma, uygun, ayrımcılık, felicitous, seçim, titiz, zarif, şık, akıllı.hoş.su kuyusu-davranmak, uygun, kibar, mannerly, uygun,...Zevksiz Eş anlamlılar: şatafatlı, kaba, yapışkan, gösterişli, iddialı, raffish, ucuz, tatsız, gösterişli, meretricious, yüksek sesle, sefil, perişan, gösterişli, tinsel, yırtık pırtık.Zeyilname Eş anlamlılar: buna ek olarak, ek, büyütme, artı, ekstra, ekleme, ilişkilendirme, ucu, artış, uzatma, ek, apendiks, postscript, sonradan.Zihinsel Eş anlamlılar: psikiyatrik, şaşırmış, mantıksız, rahatsız, psikotik, deli, deli.beyin, entelektüel, meditative, düşünceli, bilinçli, yansıtıcı, akılcı, düşünme, akıl yürütme.