Tüm göz Eş anlamlılar


  • Uzağa Koymak Eş anlamlılar: mağaza kadar kaydetmek, istif, stokları, birikir, susturmak, saklamak, bir kenara koymak, kenara koymak, biriktirmek, toplamak, raf, korumak, sincap, salgılar.
  • Uzak Eş anlamlılar: ilgisiz, ayırmak, yabancı, alakasız, bağlantısız, zorlama, yabancı, hedeften uzak, maddi olmayan, yabancı, farklı, uyumsuz, uzak.uzak, uzak, uzak, uzak, uzak, ayrı, kaldırılan ayrı,...
  • Uzaklaştırma Eş anlamlılar: fırlatma, körüklemeye, tahliye, kaldırma, kurtulma, sürgün, sürgün, görevden alınması, akıntı, küme düşme.
  • Uzaklık Eş anlamlılar: denkleştirme, tazminat, denge, denge, eşdeğer, onarım, panzehir, ceza.telafi, dengelemek, beraberliği, countervail, denge, nötralize, kurtarmak, denge.
  • Uzakta Yapmak Eş anlamlılar: öldürmek.atın.
  • Uzakta Ziyan Eş anlamlılar: atık, israf, dağıtmak, egzoz, yukarı, tüketmek, misspend, koşmak-den geçerek.
  • Uzamış Eş anlamlılar: uzatmak, uzatma, uzatmak, uzatmak, protract, dışarı çekmek.genişletilmiş, overextended, uzun, uzun süzgün, hiç bitmeyen, bitmeyen, diffüz, başıboş, longwinded, bitmez tükenmez,...
  • Uzantısı Eş anlamlılar: genişleme, germe, uzatma, uzama, uzama, erteleme, artış, büyütme, genişleme, yaymak.ayrıca, ek, ek, ek, ek, ekstra, artış, ek, kanat, şube, devamı, erteleme, erteleme.
  • Uzat Eş anlamlılar: genişletmek, büyütmek, genişletmek, genişletmek, diffüz, genelleme, yaymak, outspread, çoğaltmak, yükseltmek.uzantı, germe, uzama, uzatma, uzama, elastikiyet, vermek, esneklik,...
  • Uzatır Eş anlamlılar: genişletmek, uzatmak, devam, prolongate, uzatma, protract, dışarı çekmek, dışarı sürüklemek, gürültüyü, sürdürmek, korumak, gecikme, temporize, filibuster.
  • Uzatıyorum Eş anlamlılar: hızlı standı, tahammül, inat, sebat, devam, dayanıklı, son, asılı, kazmak, sopa, devam.
  • Uzatmak Eş anlamlılar: yinelemek, tekrar, hakkında gitmek, açıklamak, rehash, özetlemek, din, uzakta çekiç, pound, üzerinde büyütmek, durmak, ayrıntılı yazmak, ölü bir ata yendi.uzamış, genişletin,...
  • Uzayan Eş anlamlılar: küresel.
  • Üzerinde Eş anlamlılar: bitmiş, bitti, tamamlanmış, sona erdi, bitirmek, geçmiş, gitti, geçen, zaman aşımına uğramış, ölü, işten çıkarılan, kapalı, fini, finito.yukarıda, tepegöz, havada, yüksek,...
  • Üzerinde Düşünmek Eş anlamlılar: üzerine yansıtmak, düşünmek, ağırlık, düşünüp, uzun uzun düşünmek, incelemek, eğitim, kasıtlı olarak, düşünmek, meditasyon, düşünmek, düşünün, muse.
  • Üzerinde Düşünüp Eş anlamlılar: düşünmek, düşünmek, düşünmek, düşünün, incelemek, yansıtmak, çalışma, çiğnemek, uzun uzun düşünmek, meditasyon, kasıtlı olarak, ağırlık, üzerinde gözenek.
  • Üzerinde Ezmek Eş anlamlılar: ezmek, yaralama, üzerine tecâvüz, ezmek, bastırmak, aşağılamak, değerini düşürmek, secde, ihlal etmek, yıkmak, tarih tecavüz, inkar için şiddet yok.
  • Üzerinde Gözenek Eş anlamlılar: ince eleyip sık dokumak, incelemek, eğitim, incelemek, tarak, incelemek, kontrol, düşünmek, düşünmek, göz önünde bulundurun.
  • Üzerinde Kenarlık Eş anlamlılar: dokunma, abut, vurmak, iletişim, tarih eşiğinde, bağlanmak, plânlı, komşu.yaklaşım, yakın gelmek, yakın gelmek, yaklaşık, benzer, maç, paralel, yankı.
  • Üzerinde Yanıyor Eş anlamlılar: şans, üzerinde gerçekleşmesi, basınız., üzerine gelip, bulmak, keşfetmek, karşılaşma, rastlamak, girmek.
  • Üzerinde Yürümek Eş anlamlılar: tenezzül, hor, küçümseme, tükürmek, kullanma, yararlanma, üzerinde ezmek, kabadayı, hakaret, kötüye.
  • Üzerinde Yürümeyi Eş anlamlılar: çöl, terketmek, terk etmek, çıkmak, strand, bırakmak, yüzüstü, geri 7,7 bırakın.
  • Üzerinden Eş anlamlılar: tamamen, tamamen, tamamen, tamamen, tamamen, tamamen, temelde, radikal, tamamen, boyunca, her yerde.
  • Üzerine Ağırlık Eş anlamlılar: tartmak.
  • Üzerine Dokunun Eş anlamlılar: arasında bir ilişki, endişe, ayı, ait olmasını, bağlanmak, söz, ipucu, üzerinde vurmak, ima, tartışmak, tedavi, söz ilgilidir.
  • Üzerine Ortaya Koymuştur Eş anlamlılar: saldırı, saldırmak, kuşatan, tutuklayın, kuşatılmış, taciz, grev, vurmak, saldırı, yaralamak, şarj, düşmek, pusu, sarkıntılık, kupa.
  • Üzgün Eş anlamlılar: keyifsiz, depresif, cesareti, üzgün, üzgün, moralsiz, disheartened, umutsuz, aşağı, oyuncular mahzun, suratsız, melankoli, karanlık, dertli, mavi, ezilen, mutsuz.şaşırtmak, rahatsız,...
  • Uzlaşma Eş anlamlılar: barış.ayarlama, yerleşmek, yarı yolda karşılamak, hakemlik, oluşturmak, katılıyorum.imperil, risk, tehlikeye, önyargı, güvenini sarsmak, rezil, teslim.bakiye, yani, orta yere, orta,...
  • Uzlaşmaz Eş anlamlılar: araları.
  • Uzman Eş anlamlılar: usta, eğitimli, hünerli, usta, kullanışlı, deneyimli, uygulanan, usta, usta, uzman, profesyonel.uzman, yetki, hakim, hakem, cognoscente, eleştirmen, bilgin, estetiğinin, maven, usta.uzman,...
  • Uzmanlaşmak Eş anlamlılar: konsantre olmak üstünde, içinde büyük, odak, için gitmek, içine olabilir.
  • Uzmanlık Eş anlamlılar: beceri, eğitim, knowhow, ustalık, bilgi, yetki, komut, deneyim, yeterlilik, tesis, arka plan.
  • Üzücü Eş anlamlılar: galling.talihsiz, şanssız, talihsiz, içler acısı, ağlanacak, üzgün, üzgün, ağır, ill-starred, mutsuz, kederli, zavallı, mezar, belâlı, şanssız, uğursuz, kasvetli.travmatik,...
  • Üzülme Eş anlamlılar: sadden, dishearten, düşürmek, ezmek, eziyet, cesaretini, hayal kırıklığı, yük, yara, zarar.ağlamak, üzülmek, üzüntü, ağıt, çam, pişman, rue, şikâyet.
  • Üzülmek Eş anlamlılar: bayrak, sarkıt, başarısız, lastik, yavaş yavaş, reddetme, solmak, bezdirmek.acı, despond, damızlık, üzülme, üzüntü, çam.uzun, özlemek, iç, çam, susuzluk, açlık, arzulamak.
  •