Tüm göz Eş anlamlılar


  • Üstlenmek Eş anlamlılar: kiralık.
  • Üstün Eş anlamlılar: en güzel, en yüksek, üstün, en iyi, yüksek, aşarak, eşsiz, eşsiz, eşsiz, önde gelen, her şeyden, asıl, birincil, muhteşem, son derece, en üstteki, en kral, en.önde gelen, kaydetti,...
  • Üstünkörü Eş anlamlılar: aceleyle, acele, hızlı, dosyalarının, formalite icabı.
  • Üstünlüğü Eş anlamlılar: ağırlığı, üstünlüğü, extensiveness, yaygınlık, etkisi, üstünlüğü, üstünlük, kurşun, çoğunluk, toplu, denetim, önem, ağırlık, güç.
  • Üstünlük Eş anlamlılar: avantajı, denetim, ustalık, kural, hakimiyet, üstünlüğü, itibar, üstünlük, üstünlüğü, sürücü koltuğu, kamçı el, catbird koltuk.üstünlüğü, liderlik, komut, itibar, egemenlik,...
  • Üstünlük Sağlamak Eş anlamlılar: mat.
  • Utanç Eş anlamlılar: aşağılama, utanç, abasement, onursuzluk, bozulması, azap, itibardan, rezillik, reddetmesi, kötü şöhretli, hor, rezalet.pişmanlık, üzüntü, suçluluk, utanç, üzüntü, 1, tövbe,...
  • Utanç Verici Eş anlamlılar: utanç verici, itibarsız, rezil, çirkin, aşağılık, ignominious, şerefsiz, ünlü, kabahatli, skandal, censurable, aşağılayıcı, iğrenç, iğrenç, rezil, kınanması gereken.utanç...
  • Utangaç Eş anlamlılar: kısa, yetersiz, eksik, eksik, altında yetersiz, yetersiz, eksik.dikkatli dikkatli dikkatli, şüpheli, temkinli, sakınan, yabancılara, korku.ürkek, korkak, pısırık, mütevazı, nazlı,...
  • Utangaçlık Eş anlamlılar: çekingenlik, bashfulness, rezerv, çekingenlik, coyness, suskunluk, tereddüt, kısıtlama, timorousness, demureness, skittishness, korkaklık.
  • Utanıyorum Eş anlamlılar: utandım, mahcup, abashed, aşağılanmış, chagrined, utanç, birine, utangaç, mahçup, pişman, üzgünüm, rezil, boyunları bükük, putdown.
  • Utanmaz Eş anlamlılar: aşikâr, açık, bildirim, çıplak, basit, samimi, yalın, sade, basit, patent, açık, net, çıplak.indelicate, indecorous, kaba, yüzsüz, brüt, ahlaksız, utanmaz, kalın, kırgınlık,...
  • Ütopya Eş anlamlılar: eden, elysian fields, yeni kudüs, satori, nirvana, kurtuluş, cennet, mutluluk, altın çağ, mükemmellik, shangri-la.
  • Utters Eş anlamlılar: iğrenç.
  • Uyandırmak Eş anlamlılar: heyecanlandırmak, teşvik, uyandırmak, yoğunlaştırmak, keskinleştirmek, heyecan, sor, kışkırtmak, pike, hızlandırmak, uyandırmak, teşvik, alevlendirebilir.heyecanlandırmak,...
  • Uyanık Eş anlamlılar: uyanmak, uyandırmak, uyandırmak, uyan, uyan.nöbetçi, sentinel, monitör, bekçi, muhafız, izleyici, watchdog, gözlemci, warner, casus, sinyalcisi, karakol, lekeli, vedette,...
  • Uyanıklık Eş anlamlılar: hazır.dikkatli olun.
  • Uyanış Eş anlamlılar: stimülasyon, heyecan, uyarılma, ajitasyon, karıştırma, kıvılcım, canlanma, rönesans, renascence, yeniden doğuş.
  • Uyanmak Eş anlamlılar: uyanmak, uyandırmak, uyanık, rise, kalk, heyecan, bestir, uyandırmak.uyandır.
  • Uyar Eş anlamlılar: dikkat, uyarmak, uyar, alarm, tehdit, forebode, tavsiye, öğüt, öğüt, tavsiye, öğüt, teşvik, bildirmek, bilgilendirmek, sinyal.
  • Uyarı Eş anlamlılar: hızlı, algı, çevik, keskin, zeki, akıllı, canlı, çevik.öğüt, monition, tavsiye, öneri, dikkat, bildirim, alarm, ihtar, tehdit, sinyal, işareti.dikkatli olun.uyanık, tetikte, wide-awake,...
  • Uyarıcı Eş anlamlılar: uyarıcı, tonik, tonik, içmek, pick-me-up, üst, provokasyon, güdü, teşvik, teşvik, ivme, harekete geçirmek, ilham, kışkırtmak, dürtü, rüşvet.karıştırma.
  • Uyarlamak Eş anlamlılar: kopyalama, aşağı çekmek, kayıt, yere koymak, yazmak, not, tefsir, özetlemek, yeniden, çoğaltmak, yeniden.
  • Uyarlanabilir Eş anlamlılar: ayarlanabilir, değiştirilebilir, cabrio, esnek, verimli, accomodating, uzlaşma, bükülebilir, uysal, uysal, gerçekçi.
  • Uyarlanmıştır Eş anlamlılar: ahenkli, uyumlu, ünsüz, düzeltilmiş, uyarlama, uyumlu, ayarlı, monte, uzlaşma, uygun, göre.
  • Uyarma Eş anlamlılar: heyecan.alâmet, ibret, uyarı, forewarning, foreshadowing, kehanet, önsezi, endişe, önsezi, ile, önsezi, augury, iz, öneri, sezgi.
  • Uyarmak Eş anlamlılar: protesto, nesne, iddia, kalkışıyorum, uyarmak, oppose, şikayet, anlaşmazlık, iddia, muhalefet, farklı, meydan, vurmak, sığır eti.
  • Uydu Eş anlamlılar: ay, sputnik, yörünge, uzay istasyonu, kapsül.görevlisi, köle, hanger-on, hizmetli, dalkavuk, bağımlı, öğrencisi, takipçisi, köle.
  • Uydurma Eş anlamlılar: söylenti.sahte, şüpheli, hayali, şüpheli, güvenilmez, sahte, unsubstantial, uydurma, efsanevi.uygun, uygun, uygun, olma, yakışır, karşılamak, düzeltmek, doğru uygun, uygun, yakışır,...
  • Uydurmak Eş anlamlılar: karıştırmak, karıştırmak, brew, bileşik, hazırlamak.taklit, gizlemek, taklit, dissimulate, sham, sahte, etkileyen, kabul, poz, taklit, yanlış, oynamak, hareket, sahte.başarmak, planlamak,...
  • Üye Eş anlamlılar: bacak, organ, apendiks, bölüm, segment, bölümü, bölüm.öğe, bileşen, bölüm, madde, faktör, parça, bölünme, kurucu.kaydı yapılanın, adam, ilişkilendirme, başlatmak, tescil, kurucu,...
  • Üye Ol Eş anlamlılar: askere, kayıt, kayıt, gönüllü katılın, girin, taahhüt, abone, rehin, covenant vardır.
  • Üyelik Eş anlamlılar: sırası ve dosya, vücut, liste, üyeler, ortakları, topluluk, seçim, şirket, nüfus, personel, toplumun.
  • Uygulama Eş anlamlılar: yürütme, effectuation, performans, akıntı, başarı, komisyon, kazanma, başarı.merhem, giyinme, losyon, lapa, melisa, yumuşatıcı, merhem.tren, matkap, prova, egzersiz, hazırlamak, disiplin,...
  • Uygulama Projeleri Eş anlamlılar: aşmak.gözden kaçırmak.
  •