Tüm göz Eş anlamlılar
Badinage Eş anlamlılar : şaka, persiflage, espri yeteneği, raillery, hazırcevap, arsızlık, be, alay, joshing, şaka.Bağ Eş anlamlılar : cilt, tutkal, bant, çimento, ortak, bağlantı, zımba, düğüm, kravat, bağlantı, bağlantı, bağ, nexus, vinculum.bağlantı.birleşme, bağlayıcı, birleşik, unitive, combinative,...Bagaj Eş anlamlılar : bagaj, çanta, bavul, paketi, şeyler, dişli, etkileri, accouterments, ekipman, eşyaları.Bagatelle Eş anlamlılar : önemsememek, hiçbir şey, oyuncak, bit, gewgaw, basmakalıp, aptallık, biblo, knickknack, küçük şey, frippery, biblo, bibelot.Bağımlı Eş anlamlılar : birlik, güvenen, güvenen, hamile, gerektiren, lazım, tabi, zayıf, tutunmuş, bağımlı, parazit, olgunlaşmamış.Bağımlılık Eş anlamlılar : bağımlılık.güven, ihtiyaç, bağımlılık, acil durum, beklenti, itimat, inanç, arabağlantı, simbiyoz, parazitizm.Bağımlısı Eş anlamlılar : sadık, bertaraf, eğimli, düşkün, takıntılı, absorbe, dahil.esrarkeş, baş, yeterli, hophead, şeytan, freak, dindar, fan, meraklısı, devetüyü, fındık.Bağımsız Eş anlamlılar : bireyci, serbest, nonpartisan, yalnız, maverick.özerk, egemen, özerk, ücretsiz, ayrı, ayrı, unallied, nonaligned, bekâr, kendine güvenen, kendi kendine yeterli, kendi kendine yeten,...Bağımsızlık Eş anlamlılar : özgürlük, özgürlük, kendi kaderini tayin, kurtuluşu, özerklik, egemenlik, özyönetim.Bağırma Eş anlamlılar : not, feryat, çığlık, feryat, yowl, bağırmak, yaygara, gıcırtısı, feryat, yelp, kabuk, ağlamak.not, çığlık, yowl, feryat, bağırmak, yaygara, vociferate, ağlamak, gıcırtısı,...Bağırmak Eş anlamlılar : not, bağırma, kükreme, feryat, gürültü, gürültü patırtı, gürültü.not, bağırma, feryat, ağlamak, bawl, bray, çığlık, hail, yaygara, protesto.Bağırsaklar Eş anlamlılar : dayanıklılık, omurga, hırs, cesaret, yiğitlik, kum, metanet, dayanıklılık, sinir, cesur, intrepidity.Bağırsakları Eş anlamlılar : bağırsak, iç organlar, bağırsaklar, iç organlar, iç organlar, hayati organlar, mide.çekirdek, iç, iç, derin, derin, çukur, uçurum, delik, iç organlar, cesaret.Bağış Eş anlamlılar : vererek, verme, tanıtım, sadaka, hayırseverlik, kabartma, cömertlik, sunan, nimet, abonelik, largess, katkı, hediyelik, mevcut, grant, ödül, sadaka, bahşiş.öznitelik, yetenek, hediye,...Bağışıklık Eş anlamlılar : muafiyet, insusceptibility, gümrükleme, koruma, yayın, özgürlük, dokunulmazlık, lisans, charter, ayrıcalıklı, hakkı, özgürlük, ayrıcalık.muafiyet, aldırmaz, yenilmez, ücretsiz,...Bağışla Eş anlamlılar : bahane, pardon, aklamak, tutukluluğu, absolve, acquit, net, havale, yayın, reprieve.Bağışlamak Eş anlamlılar : fon, armağan, tedarik, vermek, ödül, yerleşmek, yelek, bağış, miras, katkıda bulunmak, sübvanse.vermek, donatmak, görüşmek, hediye, lütuf, iyilik, sağlamak, endue.Bağışlayan Eş anlamlılar : merhametli.Bağlama Eş anlamlılar : bağlama, kravat, bağlama, bağlama, tahvil, çemberleme, kaydırma.kravat, güvenli, eklemek, tutturmak, enchain, urgan, toplu iğne, lehim, ip, shackle, bağlanmak, katılmak, dantel,...Bağlamak Eş anlamlılar : katılmak, birleştirmek, birleştirmek, bağlamak, menteşe, ifade, bağlı, çift, ilişkilendirmek, ilgili, plânlı, bağlamak, bağlamak, karışmak, devam, ilgili.ilişkilendirmek, bağlanmak,...Bağlantı Eş anlamlılar : arkadaş, ortak, akraba, tanıdık, müttefik, entrée, sponsor, içinde.bağlantı, birliği, ilişki, ittifak, bağ, dernek, eki, birlikte, bağ, lig, irtibat.takmak, katılmak, çift, sigorta,...Bağlantı Kesildi Eş anlamlılar : tutarsız, saçma sapan, göçebe, epizodik, devamlı olmayan, karışık amaçsız, düzensiz, tutarsız, deli, deli, gevezelik, mantıksız.Bağlantı Noktası Eş anlamlılar : liman, cenneti, barınak, rıhtım, rıhtım, liman, iskele, iskele, iskele, açılış, demirleme, anchorage.Bağlantı Parçaları Eş anlamlılar : mobilyalar, mobilya, dekor, ekipman, appurtenances, aksesuarları, kolaylıklar, aparatı, dişli, kıyafet, eşyaları, şeyler, ziynet, fikstür, yükleme.Bağlayıcıdır Eş anlamlılar : alıştırmak, sağlamlaştırmak, sertleştirmek, alıştırmak, tren, güçlendirmek, disiplin, duyarsızlaştırmak.Bağlı Eş anlamlılar : sıçrama, atlama, bahar, hop, sıçrama, tonoz, engel, pençe.kısıtlamak, sınırlamak, sınırlamak, dizginlemek, hem, ayıran, kısıtlamak, kapsayacak, içine, çembere, çevreleyen,...Bağlıdır Eş anlamlılar : iste,, üzerinde menteşe, binmek, üzerine getirin, etrafında döner.güven, itimat, banka, inanç, sayısı koymak, üzerinde yalın, inanıyorum.güven, yalın, bağlı, saymak, banka, saymak,...Bağlılık Eş anlamlılar : ikiyüzlülük, sofuluk, pharisaism, düzen, tartuffery, cant, preachiness, dindarlık, uyarmıştı, dissembling, iddiası.inanç.dindarlık, dindarlık, kutsama, kutsal, namaz, worshipfulness,...Bağnaz Eş anlamlılar : aşırı namuslu geçinen kadın.Bağnazlık Eş anlamlılar : hoşgörüsüzlük, önyargı, fanatizm, tarikatçılık, adaletsizliği, fanatizm, önyargı, dogmatik, etkileri, körlük, tutku, mindlessness, cehalet.Bahadır Eş anlamlılar : nabob.Bahane Eş anlamlılar : nedeni, açıklama, mazeret, savunma, savunma, bahane, rasyonalizasyon, muafiyet, yayın.maske, gösteri, cephe, kaplama, özenti, görünüm, poz, duruş, gizleme işlemi, maskaralık, pelerin,...Bahar Eş anlamlılar : neden, güdü, uyarıcı, ivme, sebep, teşvik, kaynak, sıçrama tahtası, kökenli, başlangıç, kalbi, hayatın kaynağı, pınar.sıçrama, atlama, dart, ateş, başlatmak, kova, bağlı, hop,...Baharat Eş anlamlılar : baharat, tuz, zevkle, lezzet, baharat, ot, lezzet, özü, soyunma, sos, tat, gusto.lezzet, vurgu, renk, dramatize, step up, caz.lezzet, renk, heyecan, lezzet, lezzet, tang, acılık, raciness, tat,...Baharatlı Eş anlamlılar : iştah açıcı.açık saçık.