Tüm göz Eş anlamlılar


  • Azalan Paylı Eş anlamlılar: söylemsel.
  • Azalma Eş anlamlılar: azaltma, azaltma, korksun, azaltmak, büzülme, azaltılması, yoksullukla mücadele, gelgit, düşüş, zayıflaması, letup.
  • Azalmakta Eş anlamlılar: azalma, çürüme, düşüş, azaltma, gelgit, azaltılması, soluklaşan.düşüş, çekilmek, azaltmak, sona, yaş, bitirmek, hızlandırılmış, başarısız, ölmek, yok, çalışması.cezir,...
  • Azalması Eş anlamlılar: azaltma.
  • Azaltılması Eş anlamlılar: yardım.
  • Azaltma Eş anlamlılar: azaltmak.azaltmak, korksun, kesim, azalma, düşürücü, azalmıyor, fazda, sıkıştırma, daralma, azalan, tükenmesi, zayıflama, kesinti, kısaltılması, eğlendirir,...
  • Azaltmak Eş anlamlılar: küçümsemek.azaltmak, azaltmak, azaltmak, azaltmak, küçülmek, reddetme, düşmek, küçültmek, kısaltmak, kısaltma, damla, lavabo, zoka, dalma, kısaltmak, zayıflatmak, sözleşme,...
  • Azami Eş anlamlılar: en fazla.
  • Azap Eş anlamlılar: rezalet.
  • Azar Eş anlamlılar: koparmak, toplamak, hasat, biçmek, almak, kırpma, at.öğrenmek, araya, root, pick up, itlaf, duymak, birikir.
  • Azarladı Eş anlamlılar: kınama.
  • Azarlama Eş anlamlılar: ayıplamak, kınama, objurgate, kınamak, söylenmek, sansür, upbraid, haşlamak, sitem, reprehend, öğüt, azarlamak, görev almak, giysi.ret, objurgation, kınama, kınama, cezalandırma,...
  • Azarlamak Eş anlamlılar: haşlamak, hata bulmak, oranı, upbraid, azarlama, sitem, kınama, ayıplamak, söylenmek, suçlama, sansür, vituperate, demiryolu, sövmek, kınamak, arama, giysi, çiğnemek.
  • Azat Eş anlamlılar: ücretsiz, kurtarmak, serbest bırakmak, teslim, unchain, manumit, disencumber, disburden.
  • Azdırma Eş anlamlılar: peri.
  • Azdırmak Eş anlamlılar: ağırlaştırmak, yoğunlaştırmak, daha da kötüye, tahriş, derinleştirmek, büyütmek, yükseltmek, abartmak, embitter, ekşi.
  • Azgın Eş anlamlılar: şehvet dolu.
  • Azı Eş anlamlılar: yararsız, değersiz, ne'er-do-well, feckless, sorumsuz, shiftless, önemsiz, değersiz, boş, no-account.
  • Azim Eş anlamlılar: inatçılık.
  • Azimli Eş anlamlılar: korkusuz, cesur, kahraman, cesur, cesur, korkusuz, cesur, stouthearted, korkusuz, cesur, korkusuz, cesur, cesur.
  • Azınlık Eş anlamlılar: bebeklik, çocukluk, söz, juvenility, salata gün, gelişmemişlik, gençlik.
  • Aziz Eş anlamlılar: saygı.paragraf, melek, layık, modeli, melek, şehit.hayırsever, hayırsever, nazik, dürüst, erdemli, suçsuz, ahlaki, dik.dindar, kutsal, mübarek, duanıza, beatific, dindar, dindar.
  • Azmeden Eş anlamlılar: kalıcı.
  • Baba Eş anlamlılar: yaratmak, efendim, doğurmak, doğurmak.kurucusu, iletiyi gönderen, yapımcısı, yazar, mucit, hayırsever.bulundu, oluşturmak, yapmak, köken, kurmak, enstitü, düzenlemek.
  • Babacan Eş anlamlılar: rahat, umursamaz, telaşsız, kayıtsız, sakin, kaygısız, soğukkanlı, endişesiz, neşeli, sakin, huzurlu, hafif, eleştirmeyen.
  • Babaların Eş anlamlılar: hariç, önlemek, shun, reddetmek, kovmak, atmak, kovmak, kara, blackball, gregorios, izole, boykot, coldshoulder.
  • Baca Çapı/Kesiti Eş anlamlılar: kalitesi, değerlendirme, boy, hak, yetenek, önem, yetenek, güç, kapsamı, yetenek, kapasite, kudret.
  • Bacak Eş anlamlılar: apendiks, üye, bölüm, uzatma, bacak, kol, kanat, dal.
  • Bacaksız Eş anlamlılar: küçük.ileri, ileri, prematüre, erken, parlak.
  • Bacchanal Eş anlamlılar: alem.
  • Backbite Eş anlamlılar: iftira.
  • Backbiting Eş anlamlılar: iftira, dedikodu, kötülük, küçümser, cattiness, istismar, ihbar, hakaret, iftira, disparagement, istisna, bitchiness, badmouthing.
  • Backbreaking Eş anlamlılar: giyen talep, wearying, zor, zahmetli, zor, fatiguing, yorucu, yorucu, zorlu, zorlu.
  • Badana Eş anlamlılar: parlak, örtbas, aklamak, tutukluluğu, mazur, azaltmak, ciddiye almamak, bahane, temizleyin, acquit, haklı, absolve.kapak, kamuflaj, parlatıcı extenuation, muafiyet, gerekçe, gizleme işlemi,...
  • Badi Eş anlamlılar: sallanmak, yürümek, yalpalamak, kaya, tesir, künde, rulo, bocalama, salıncak, tereddüt, örgü, bobin.
  •