Tüm göz Eş anlamlılar


  • Ayağını Kaydırmak Eş anlamlılar: yerine, yerinden, yerini, başarılı, yerine, için hareket, büyü.
  • Ayağınız Eş anlamlılar: dönmek, nüks, gerileme, hızlandırılmış, retrogress, dönmek, vazgeçmek, düşünce, geri çekmek, zayıflatmak, recidivate.
  • Ayak Eş anlamlılar: sargı.olarak, yer, zemin, vakfı, konum.alt, bankası, kaide, ekstremite, temel, en düşük bölümü, sonunda, vakıf, topuk, sole, altında zemin, nadir.şartlar, ilişki, ilişkiler,...
  • Ayak Izi Eş anlamlılar: footmark, ayak sesi, izleme, izleme, spoor, izlenim, işareti.
  • Ayak Sesi Eş anlamlılar: pace, adım, yürümek, ayak sesi, sırt, adım, adım, yürüyüş.ayak izi.
  • Ayaklanma Eş anlamlılar: ayaklanma, isyan, isyan, ihtilal, isyan, isyan, başkaldırma, salgın, grev, darbe, darbe, coup d'état, türbülans, meydan okuma, unruliness.devrim, kasılma, tufan, karışıklık, anarşi,...
  • Ayaklarını Sürüyerek Yürümek Eş anlamlılar: kazıyorum.karıştırma.
  • Ayakta Eş anlamlılar: prestij, şöhretli, itibar, durum, itibar, önem, önemi, açısından, saygı, saygı.sırası, durum, ayak, yer, konum, devlet, sınıf, kalibre, sınıflandırma, durum, yerleştirme.
  • Ayaktakımı Eş anlamlılar: ayaktakımının, mafya, kitleler, canaille, sürü, commonalty, hoi avam, halk, kalabalık, lumpen proletarya, çöp, tortu, pislik.
  • Ayaktakımının Eş anlamlılar: ayaktakımı.
  • Ayar Eş anlamlılar: concord, anlaşma, uyum, uygunluk, konser, hep bir ağızdan, accord, uygun olarak, sempati, güzel dedektif, uyumluluk, ilgi, ahenk, tutarlılık, korelasyon.çerçeve, montaj, muhafaza,...
  • Ayarla Eş anlamlılar: hareketsiz, sabit, sert, hareketsiz, immobilize, sertleşmiş, çimentolu, taşınmaz, kilitli, teslim, kapatılan, unbudging.kuvvetlendirmek, donmak, firma, sertleşmesine, kalınlaştırmak, jel,...
  • Ayarlama Eş anlamlılar: konaklama.yönetmelik.
  • Ayartmak Eş anlamlılar: bozuk.
  • Ayaz Eş anlamlılar: acımasız, uzak, uzak, buzlu, yasaklayan, düşmanca, soğuk, resmi, kibirli, ulaşılamaz, küçümseyen, otoriter.şapkalı buzlu, rimy, dondurma, ağarmış, nippy, icicled, soğuk, buz gibi buz,...
  • Aydın Eş anlamlılar: önemli, ünlü, şahsiyet, ölümsüz, ödüllü, yıldız, kahraman, aslan, biri, vip, ruhani lider, layık, ışık, pirinç önde gelen büyük adı, ad.fikri.okur.
  • Aydınlanma Eş anlamlılar: öğrenme, kavrama, anlama, anlayış, aydınlatma, vahiy, satori.
  • Aydınlatıcı Eş anlamlılar: ifşa, aydınlatıcı, açıkladığınız, öğretici, açıklayıcı, bilgilendirici, iyi örnek olan.işıklı, ifşa, öğretici, yardımsever, iyi örnek olan, bilgilendirici, netleştirilmesi,...
  • Aydınlatın Eş anlamlılar: neşelendirmek,, artırmak, bir asansör vermek, kova, güzelleştirmek, sevindirmek, moral, teşvik, animasyon, canlandırmak, canlandırmak, ilham, şamandıra elate.aydınlatmak, yanar,...
  • Aydınlatma Eş anlamlılar: ışık, ışıma, variety, gözledi, aydınlık, sızıntı, görkem, alev, flash, parlama, kızdırma, parıltı.ışık, aydınlık, gözledi, ışıma, mum.açıklama.aydınlatma, aydınlanma,...
  • Aydınlatmak Eş anlamlılar: bilgilendirmek, talimat, öğretmek, eğitmek, terbiye etmek, aydınlatmak, açıklamak, temizlemek, söylemek, bilge.aydınlatmak, aydınlatmak, açıklamak, ortaya, açıklamak, anlatmak,...
  • Aydınlık Eş anlamlılar: parlayan, parlak, parlak, parlak, berrak, lucent, parlak, gösterişli, yaktı, yanıyor, ışıklı refulgent, ışıklı, kıpkırmızı, parlak, lambent, ışıklı, akkor.anlaşılır, net,...
  • Ayet Eş anlamlılar: şiir, poésy, versification, ölçümleri, aruz, kafiye, doggerel.stanza, kıta, canto, çıta, dikiş, versicle, jingle.
  • Aygıt Eş anlamlılar: arsa, düzeni, plan, tasarım, hüner, marifet, stratagem, anlamına gelir, yol, rusçuk, manevra, hile, dublör, büküm, doğaçlama, açı, dodge, deus ex machina.entrika, araç, alet, buluş,...
  • Aygıtlarına Eş anlamlılar: ekran okuyucusu.
  • Ayı Eş anlamlılar: bakın, ilgili, endişe, etkiler, touch, ilgili, için olması, üzerine getirin, dahil ile yapmak zorunda.basınç, basın, mecbur, teşvik, zorlamak, zorlamak, strong-arm, itmek, sürücü,...
  • Ayık Eş anlamlılar: onurlu, sedate, ağırbaşlı, kuralcı, siyah, sessiz, ciddi, uygun, doğru doğru sözlü.düşünceli, dalgın, ciddi, ciddi, ciddi, ciddi, kasvetli, kederli, gülmeyen.ılıman, akılcı, makul,...
  • Ayıklama Eş anlamlılar: soy.
  • Ayin Eş anlamlılar: ritüel.töreni, gözetilmesi, formalite, tören, kutlama, ritüel, işlev, egzersiz, servisi, ayin, ayin, kurban, başlatma, gizem, solemnization.
  • Ayini Eş anlamlılar: ayin, ibadet, hizmet, ayin, tören, ayini.antlaşma, rehin, yemin, yemin, tören, bağlılık, durumu, yükümlülük, tören, töreni, ayin, ministration.
  • Ayıplamak Eş anlamlılar: reddetme, mahkum, alay, kibir, kötülemek, üzerine kaşlarını, aşağı koşmak, küçümsemek, güvenini sarsmak, loş thalwil'in merkezinde, darbe almak, bastırmak için nesne.kınama, sitem,...
  • Ayırma Eş anlamlılar: mark.kopukluk, kıdem, dekolmanı, uzaklaşması, bölünme, bölünme, rift, bölüm, sonu, yabancılaşma, dışlama, yalıtım, ayrılma, segregasyon, apartheid, gap, alanı.servis birimi.
  • Ayırmak Eş anlamlılar: izole.izole, ayırmak, kesilmiş, çekilmek, ayırmalıdır, babaların, ayrımcılık, ayırt etmek, hariç, ayırmak, karantina, ghettoize.bölme, sunder, kesmek, kırmak, kırık, bölmek,...
  • Ayırt Eş anlamlılar: tutuklama, anlamak, algıladıkları, tespit, tanımak, keşfetmek, dikkat, dikkat edin, not, görmek, hani, keşfetmek.
  • Ayırt Etmek Eş anlamlılar: mark, ayırt etmek, ayrı, ayırmalıdır, harcadığınız, ayırt, bölmek, belirlemek, yargıç, karakterize, sınıflandırmak, çözmek, büro.ayırt etmek, tek, izole, ayrı, bölmek, ayıran,...
  •