Tüm göz Eş anlamlılar
Yok Etmek Eş anlamlılar : yok, yok, yok, root, ortadan kaldırmak, kaldırmak, ortadan kaldırmak, temizlemek, öldürmek, ortadan kaldırmak, extirpate, katliam, katliamı, atık.yok, temizlemek, yok etmek, öldürmek,...Yok Saymak Eş anlamlılar : göz ardı, bakar, hafif, ihmal, üzerinden geçmek, atlamak, kibir, küçümseme, kesmek, kalkık, babaların.Yoklama Eş anlamlılar : katılım, montaj, toplama, sanatçılar, geçen hafta, ralli, cemaat, toplantı, geçit töreni, inceleme, yoklama, vücut, seferberlik.kaşlı, kol, sinir, çelik, serpiştirmek, çağırmak,...Yokluk Eş anlamlılar : yoksulluk.Yoksul Eş anlamlılar : fakir, yoksul, muhtaç, küfürlü, iflas, kırdı.eksik, tükenmiş, yoksun, kadar kullanılan yorgun, boş, eksik, geçersiz, yetersiz, düşük, kısa, isteyen, boş.yoksul, muhtaç, kötü...Yoksulluk Eş anlamlılar : yokluk, fakirlik, fakirlik, pennilessness, ihtiyaç, istiyorum, iflas, yokluk, yoksulluk, impecuniousness, mendicancy, dilencilik.olmaması, kıtlık, sıkıntısı, yetersizlik, yetersizlik,...Yoksun Eş anlamlılar : yoksun, eksik, eksik, kesim, eksi, ihtiyaç, yoksul, unpossessed, yoksun yoksun.yoksul, boş, tükenmiş, eksik, eksik, yoksun, soyulmuş, çıplak, denuded, boşaltılmış, yedisi, kısa olan,...Yoksunluğu Eş anlamlılar : kaybı.Yol Eş anlamlılar : mesafe, aralığı, ölçüde, streç, uzunluk, alan, yayılma.yürüyüş, yol, lane, iz, yol, parça, yol, karanlık yol, bypath, beat, yuvarlak, ders, yol.apar topar, worldframe, alelacele,...Yol Açıyor Eş anlamlılar : indirebilmek, ziyaret, tam, getirmek, iş, taahhüt, neden, egzersiz, etkisi, yıkamaz.Yol Açmak Eş anlamlılar : ima, dahil, neden neden, neden, içeren kapsayacak, oluşturan, kucaklamak, konu, gerektirir için içerir.Yola Eş anlamlılar : başlar, başlatmak, ortaya koymak, yola çıktık, başlamak, taahhüt, denize indirmek, yapmaya, atma töreni, girmek, kurmak, girişim, gitmek, mücadele, enstitü.Yolcu Eş anlamlılar : banliyö, ücret, binici, straphanger, gezgin, motosiklet.Yolculuk Eş anlamlılar : tease, çocuk, kiriş, razz, neşeli, pus, sıkıştırmak, hector, musallat, yem, kızartma, alay, alay, tahriş, ırk, ısırgan.seyahat, tur, yolculuk, aralığı, gezme, rove, çapraz, trek,...Yolculuk Tutkusu Eş anlamlılar : huzursuzluk, maceraperestliği, göçebe, dromomania, vagabondage.Yoldan Geçen Eş anlamlılar : seyirci, seyirci, looker-on, gözlemci, görüş, tanık, görgü, rubberneck.Yoldaş Eş anlamlılar : arkadaş, arkadaş, confrere, ortak, müttefiki, ortak, meslektaşım, iş arkadaşınız, konfedere, görevlisi, adam, pal, oda arkadaşı, dostum.Yoldaşları Eş anlamlılar : kutlama.varın, neşeli olun, roister, içki alemi, skylark, kutlamak, overindulge, içki, genelinde, quaff, tipple.Yolu Eş anlamlılar : yol.genişlik, streç, alan, dönüm, parsel, ilçe, bölge, etki alanı, bölge, arazi, ölçüde, uzay, emlak, çeyrek.broşür, tez, borda, broşür, kitapçık, monografi, vaaz, homily, yorum,...Yolunu Kaybetmiş Eş anlamlılar : afallamış.Yön Eş anlamlılar : eğilim, eğilim, yol, ders, drift, namussuz, eğim, rulman, amaç, sonunda, tenor, moda.yonder.komut, sipariş, ücret, önlem, yönetmelik, reçete, talimat, brifing.liderlik, yönetim, denetim,...Yond Eş anlamlılar : yonder.Yöneltmek Eş anlamlılar : itmek, sürücü, basın, eşya, kuvvet, hareket, kışkırtmak, teşvik, harekete, animasyon, teşvik, teşvik, tahrik, sor, mecbur, teşvik, ikna, motive.Yönergesi Eş anlamlılar : sipariş, yönetmelik, yön, talimat, önlem, iktidar, haber, görev, kararname, komut, ferman, yönetmenlik, ferman, bildiri.Yönetici Eş anlamlılar : yönetim, yönlendirmek, kontrol etmek, yönetim, denetim, yönetim, resmi.icra, patron, yöneticisi, baş, danışman, yönetmen, bürokrat, resmi, yönetici, tekerlek, big shot.resmi, yönetmen,...Yöneticinize Iletin Eş anlamlılar : artırmak, yoğunlaştırmak, genişletin, genişletmek, büyütmek, yükseltmek, yükseltmek, hızlandırmaya, inşa, ağırlaştırmak, daha da kötüye, keskinleştirmek, derinleştirmek,...Yöneticisi Eş anlamlılar : yönetmen, baş, lideri, danışman, baş, yönetici, overseer, müfettiş, ustabaşı, patron, şef, vali, yönetim kurulu başkanı, honcho.Yönetilebilir Eş anlamlılar : governable, uysal, verimli, uysal, uysal, uysal, uyumlu, untroublesome, itaat, uysal, bükülebilir, uysal, wieldy, kullanışlı, rahat.Yönetilemez Eş anlamlılar : inatçı.Yönetim Eş anlamlılar : işlem, yön, denetim, düzenleme, denetim, yargı, işleme, çalışan.yetkililer, hükümet, liderlik, yönetim, yön, müdürlüğü, masa, rejim, ins, kuruluş.yönetim, yön, ücret, sorumluluk,...Yönetim Bölgesi Eş anlamlılar : etki alanı, küre, ili, alan, yörünge, bölge, mahalle, yer, beat, bucak, bankası, ev, merkezi, çim.Yönetim Kurulu Eş anlamlılar : tahta, uzunluğu, parça, ahşap, kereste, kereste, kiriş, döşeme, sopa, çıta, çıta, tiriz.girin, montaj, atılmak, trene binmek, enplane.kapak, alın, ekran, kalkan, bitirmek, duvar,...Yönetim Kurulu Başkanı Eş anlamlılar : yönetim kurulu başkanı.Yönetmek Eş anlamlılar : yönetmek.yönetmek, patron, doğrudan, nezaret, kontrol, bakmak, denetlemek, yürütmek, yönetmek, davranış, içinde başkanlık.kontrol, saltanat, tutun sway, kural, komut, yönetmek,...Yönetmelik Eş anlamlılar : organizasyon, standardizasyon, sipariş, sınıflandırma, ayarlama, hizalama, düzeltme, kodlama, düzenlilik, denge, denge, normale, denetim, disiplin, yönetim, yönetim.kararname, kural, iktidar,...