Tüm göz Eş anlamlılar


  • Witchery Eş anlamlılar: büyücülük.
  • With-It Eş anlamlılar: güncel, sallanan, moda, gelişmiş, avant-garde, geçerli, au courant, trendy yüzmek, güncel, modern, içinde.
  • Woodenhead Eş anlamlılar: blockhead.
  • Woodland Eş anlamlılar: timberland, orman, bush, woods, fırça, grove, çalılık, ise, gizli, fundalık, park alanı.
  • Wooer Eş anlamlılar: talip, centilmen, beau, sevgilisi, hayranı, tatlım, nişanlı, erkek, inamorato, düşüncesiz, sürekli, alev.
  • Woolgathering Eş anlamlılar: hayal, absentmindedness, meşgul, düşler, musing, soyutlama, göçebe, kahverengi çalışma, dikkatsizlik, vagary.
  • Word Için Eş anlamlılar: kelimesi kelimesine, kelimenin tam anlamıyla, mektup, kesinlikle, tamamen, sadakatle, tam, tam, tam, tamamen, gerçekten kelime.
  • Wordiness Eş anlamlılar: şişirme, laf kalabalığı, prolixity, grandiloquence, süslü, fazlalık, gereksiz tekrar, circumlocution, dolaylı, long-windedness, konuşmalarla.
  • Workingman Eş anlamlılar: işçi.
  • Workingwoman Eş anlamlılar: işçi.
  • Workwoman Eş anlamlılar: işçi.
  • World-Weariness Eş anlamlılar: weltschmerz.
  • Worldframe Eş anlamlılar: hızlı.acele.
  • Worldly-Minded Eş anlamlılar: dünyevi.
  • Worldly-Wise Eş anlamlılar: dünyevi.
  • Wraith Eş anlamlılar: hayalet, hayalet, spook, hayalet, gölge, ruhu, banshee, fantom, phantasm, doppelganger, eidolon, vizyon.
  • Wrest Eş anlamlılar: çekin, büküm, kuvvet, hareket, açmak, anahtarı, sıkmak, ele geçirmek, almak.
  • Wrongheadedness Eş anlamlılar: inatçılık.
  • X-Işını Eş anlamlılar: roentgenogram, roentgenograph, roentgen ray, grafisi, bakış, skiagram, skiagraph.
  • Yaban Hayatı Eş anlamlılar: fauna, oyun, hayvanlar, hayvanlar alemi, yaratma, yaratıklar.
  • Yabancı Eş anlamlılar: yabancı.yabancı, tuhaf, uzak, uzak, egzotik, yabancı, tuhaf.yabancı, egzotik, tuhaf, yabancı, tuhaf, bilinmeyen, ithal, uzak, dış.anormal, anormal, alışılmadık, doğal olmayan, ilgisiz,...
  • Yabancılara Eş anlamlılar: şüpheli.
  • Yabancılaşmış Eş anlamlılar: uzaklaşmış, müstakil, kayıtsız, düşmanca, uzak, içine kapanık, serbest, kurmadan, hoşnutsuz, ayrılmış, kaydedilmemiş, ilgisiz, anomic.
  • Yabancılaştırmak Eş anlamlılar: ayrı.
  • Yabani Eş anlamlılar: vahşi.
  • Yadsıma Eş anlamlılar: vazgeçme, ret, ret, teslim, vazgeçme, abjuration, bırakılabileceği, özveri.
  • Yadsınamaz Eş anlamlılar: inkar edilemez.
  • Yağ Eş anlamlılar: yağlı yağlı, sebasöz, yağ, yağlı, oleaginous.şişman, obez, tombul, şişman, tıknaz, ağır, fazla kilolu, tombul, yusyuvarlak, tıknaz, etli, şişman, paunchy, tıknaz, tıknaz,...
  • Yağcılık Eş anlamlılar: dalkavukluk.ima, dolaylı, öneri, kinaye, öneri, iftira, zina, ipucu, iftira.
  • Yağış Eş anlamlılar: yatırımlara, devrilmesi, üzgün, çöküşü, pike, kargaşa, ayaklanma, yıkım, sonbahar, harabe, rezalet, hak edilen ceza.
  • Yağlamak Eş anlamlılar: yendi.takdis, korusun, takdis, kutsamak, emretmek, enthrone, taç, el koyma.
  • Yağlı Eş anlamlılar: yağlı, yumuşak, mülayim, kaygan, kaygan.yağlı, balmumu, kiler, yağ, smeary, dağınık, oleaginous.yağlı, yağ, oleaginous, lubricative, yağ, sebasöz, lipoid, kaygan.yağlı, ingratiating,...
  • Yağma Eş anlamlılar: hırsızlık, yağma, yağma, yıkım, imha, spoliation, yağma, vandalizm, depredation, çuval.yağma, yağma, ganimet, ganimet, yağma, cemaat, mesafe, almak, mal, avanta.yağma, yağma, ganimet,...
  • Yağmur Eş anlamlılar: sonbahar, dökmek duş, yağmur, kirletmek, serpin, dağılım, strew, tufan, korkutur.duş, serpin, yağmur, sağanak, tufan, sonbahar, saçılma, yayma, akış, taşkın.
  • Yağmurlama Eş anlamlılar: çat pat.
  •