Tüm göz Eş anlamlılar


  • Yatmak Eş anlamlılar: nestle, kucaklamak, kıvrılıp, nuzzle, okşamak, kucaklamak, sarılmak, enfold.
  • Yavan Eş anlamlılar: yaratıcı olmayan, sıradan, donuk, sıradan, humdrum, prosy, her gün, yaya, ilginç, uysal, sıkıcı, basmakalıp, platitudinous, lezzetsiz.
  • Yavaş Eş anlamlılar: kasıtlı, yavaş, telaşsız, ölçülen, yavaş yavaş, basit, hafif, etkin olmayan, tembel, uyuşuk, tembel, sessiz, torpid.donuk, aptal, özürlüler, geri, kalın kafalı, basit, simpleminded,...
  • Yavaş Yavaş Eş anlamlılar: dim, soluk, azalmakta, kalmamak, yaş, küçülmek, azaltmak, düşüş, bulanıklık, yok, yok, geçiyoruz.
  • Yavaşlamak Eş anlamlılar: yavaş, dinlenmek, azaltmak, izin, azaltmak, bayrak, azaltmak, gecikme, geciktirir, gözaltına, fren, orta, değiştirmek.
  • Yavaşlaması Eş anlamlılar: söndürmek, söndürmek, bastırmak, bastırmak, serin, bastırmak, ezmek, bastırmak.beldeyi, tatmin, yatıştırmak, doyurmak, yatıştırmak, doyurmak, azaltmak, yenileme, yavaşlamak.
  • Yavaşlatarak Eş anlamlılar: kör, kamuflaj, parlama.kafasını karıştırdı, şok, hayret, sağıra, şaşırtmak, flabbergast, stupefy, korku, bocalama, heyecanlandırmak, nakavt.
  • Yavru Eş anlamlılar: acemi, acemi, öğrenci, yeni, amatör, acemi, gençler, acemi çaylak, askere, amatör, whippersnapper, bebek, birinci, acemi, muhallebi.köpek, yavru, whelp, çoluk çocuk, bebek, kuzusu.genç,...
  • Yaw Eş anlamlılar: saha, rulo, atmak, açmak, viraj, yalın, saptırmak, saptırmak, çakmak, eğri, sapma, zikzak, gidişatı değiştirmek.
  • Yawp Eş anlamlılar: havlamak.
  • Yay Eş anlamlılar: kemer, eğri, yarım daire, bend, kıvırmak, dışbükey, parabol.viraj, öne doğru eğilmek, flex, kemer, eğim, başını sallamak, reverans, hürmet yapmak, genuflect, diz, selâm.bükme, bob,...
  • Yaya Eş anlamlılar: ağır, düz, olağan, sıradan, ortalama, yavan, sıradan, donuk, fabrikası, so-so, ilginç, istisnasız, vasat, fuar, fena, lezzetsiz, tatsız, tatsız, normal sınırlarda.walker, uzun...
  • Yayarlar Eş anlamlılar: akıntı, dışarı vermek, yaymak, diffüz, göndermek, sınırdışı, salgılar, salgılamak, nefes, mutlak.
  • Yaygara Eş anlamlılar: gürültü, din, haykırış, gürültü, gürültü, hullaballoo, şamata, heyecan, brouhaha, kargaşa, raket, babil, yapılacaklar, kızılca kıyamet, kaos.itiraz, protesto, kavga, anlaşmazlık,...
  • Yaygın Eş anlamlılar: yaygın, sıradan, diffüz, genel, yaygın, ortak, evrensel, omnipresent, geniş kapsamlı, kaçınılmaz, kaçınılmaz.tehditkar kontrolsüz, vahşi, aşırı, dizginsiz, apaçık, yaman, aşırı,...
  • Yaygınlaştırılması Eş anlamlılar: yayıldı.
  • Yayılma Eş anlamlılar: sarkıtmak, lounge, slouch, flop, yaslanmak, yalın, yaymak, spread-eagle, streç, dinlenmek, çökme.
  • Yayılmak Eş anlamlılar: nüfuz, nüfuz, diffüz, aşılamak, demlemek, yaymak, doldurmak, interfuse, geçer, sızmak, hamile, doyurmak, suffuse, emmek, çapraz, etkiler.gezme, menderes, dolaşmak, rove, yürüyüş, sokak,...
  • Yayımlama Eş anlamlılar: ortaya, ilan, baskı, hava, yayın, ilan, teşvik, yaymak, yayımlamak, yaymak, dolaşımda.
  • Yayımlamak Eş anlamlılar: duyurmak, duyurmak, ilan, yaymak, yayın, ilan, reklam, teşvik, yurtdışında gürültü, gürültü, dolaşmaya, yaymak, bruit, habercisi, propaganda.
  • Yayın Eş anlamlılar: kitap, dergi, gazete, dergi, periyodik, seri, fascicle, baskı, sorunu.özgürlük, kurtuluş, kurtuluş kurtuluş, özgürlük, kabartma, kesilmesi, akıntı, deriden, disentanglement, köledir,...
  • Yayın Dışmerkezlilik Eş anlamlılar: caprice, kapris, freak, cilvesi, kapris, zaaf, yaradılış, tuhaflık.tuhaflığı, ilginçlik, tuhaflık, düzensizlik, tekillik, sapmaları.
  • Yayla Eş anlamlılar: yaylası, tablo, düz, yaylası, mesa, yayla, savana, aşağı, kır, bozkır, platform, düzey.
  • Yaylası Eş anlamlılar: yayla.
  • Yaylı Eş anlamlılar: elastik.
  • Yayma Eş anlamlılar: hakaret, iftira, fısıldayan kampanya, çamur atma, karakter suikast, leke, backbiting, detraction.iftira, kötülemek, iftira, leke, güvenini sarsmak, besmirch, sully, sövmek, iftira, blacken,...
  • Yaymak Eş anlamlılar: bölümü, splay, ayrı, flare, açık, gözetlemek, sapmak, bölmek, ayırmak, böl.bayram, ziyafet, yemeği, yemek, masa, pansiyon, açık büfe.genişletin, açılmak, açık, göz önüne sermek,...
  • Yazan Eş anlamlılar: celp.
  • Yazar Eş anlamlılar: yazar, litterateur, bookman, mektuplar, penman, söz üstadı, kesmek, potboiler adam.iletiyi gönderen, yaratıcısı, mucit, baba, tasarımcı, etmek, planlayıcısı, mimar, römork, kurucu...
  • Yazdır Eş anlamlılar: baskı, izlenim, işareti, mühür, damga, marka, etkilemek.mark, damga, etkilemek, baskı, ofset, basık.
  • Yazı Tipi Eş anlamlılar: kökeni, kaynak, hayatın kaynağı, kök, mikrop, tohum, bahar, rahim, dönemi ölmek, kalbi, genesis, olarak, çekirdek.
  • Yazıcı Eş anlamlılar: arzuhalci, katip, copyist, amanuensis, stenograf, sekreter, chirographer, hattat, fotokopi makinesi, kaydedici, noter.
  • Yazık Eş anlamlılar: yakınlık, kederini, rahmet, merhamet, şefkatli, condole, teselli için üzgünüm, üzülüyorum, için üzülme, tutarım, için ağlamak.iyi niyet, şefkat, commiseration, merhamet, empati,...
  • Yazıklar Olsun Eş anlamlılar: üzüntü, acı, keder, üzüntü, acı, acı, sefalet, hınzır, sıkıntı, ağrı.ızdırap, felaket, afet, felaket, sıkıntı, sıkıntı, deneme, sıkıntı, sorun, talihsizlik.
  • Yazılı Olmayan Eş anlamlılar: geleneksel.
  •