Tüm göz Eş anlamlılar


  • Yıkıcı Eş anlamlılar: rahatsız edici, üzücü, zahmetli, kafa karıştırıcı, rahatsız edici, düzensiz, asi, troublemaking, obstreperous.çok büyük.yaralayıcı, zararlı, zararlı, zarar, negatif, zararlı,...
  • Yıkık Eş anlamlılar: harap, çürük, düşme, gelen apart, dağılmakta, titrek, jerrybuilt, kararsız, yıpranmış, harap, güvensiz, tottering, çökmekte, brokendown.
  • Yıkım Eş anlamlılar: imha.felaket, çöküşü, düşüşünü, harabe, devrilmesi, iflas, tufan, felaket, tufan, çözünme, tahribat, yıkma, kaza, batık, yıkım.kötü, zarar, zehir, zehir, veba, veba, belası,...
  • Yıkma Eş anlamlılar: imha, yıkım, obliterasyon, çözünme, bozulma, dağılmasından, imha, yıkım, tahribat, felaket, tufan.yağış, felâket, harabe, lanet, ızdırap, nemesis, bête noire, waterloo.
  • Yıkmak Eş anlamlılar: hayret, bulmaca, perplex, kafasını karıştırdı, flabbergast, sağıra, karıştırmayın.daraltma, çatlamak, gidip parçaları, ayrı gelip, parçalamak, bozulmaya, kurucusu, çürüme,...
  • Yıl Eş anlamlılar: dönemi, saat, dönem, dönem, on yıl, gün, süresi, yaş, hanedanı, saltanatı, yönetim, üretimi.
  • Yılan Eş anlamlılar: hain, sömürge, judas, yılan inç çimen, yılan, gizlice, ın, ayartan, operanın, umursamaması, çapkın, sürüngen, double-crosser.yılan, sürüngen, engerek, ophidian.kaymak, sıyrılmak,...
  • Yıldırım Eş anlamlılar: darting, hızlı, hızlı, hızlı, ani, hızlı, anında, yanıp sönen, anlık, patlayıcı, elektrik.
  • Yıldız Eş anlamlılar: kurşun, öne, parlatıcı, excel, hakim, hakim, aşmak.astral, göksel, yıldızlara, starry, göksel, astronomik, sevde.kahramanı, patron, kurşun, kahramanı, kahraman, costar, prima donna,...
  • Yıldönümü Eş anlamlılar: doğum günü, bayram günü, adı gün, fete, anma, tatil, jubilee.
  • Yıllık Eş anlamlılar: her yıl, yıllık, uzun ömürlü.yıllık.
  • Yıllık Ödeme Eş anlamlılar: parası.
  • Yıllıklar Eş anlamlılar: kronikler, arşiv, chronologies, kayıtları, tarih, belgeler, günlükleri, kayıt.
  • Yılmayan Eş anlamlılar: korkusuz, cesur, stouthearted, korkusuz, doughty, kararlı, cesur, cesur, yürekli, cesur, cesur, undismayed, undiscouraged, bulundurulduğunda.
  • Yılmaz Eş anlamlılar: yenilmez, yenilmez, inatçı, kararlı, sağlam, kalıcı, cesur.
  • Yine Eş anlamlılar: bir kez daha, yeniden, tekrar, tekrar, defalarca, defalarca, ısrarla, baştan, art arda, daha fazla bir kez, genellikle, bis.
  • Yine De Eş anlamlılar: yine de, ancak, henüz, içinde rağmen, öte yandan, yine de, nasıl olsa, rağmen aynı, her durumda, hala, sonuçta, ne olursa olsun.
  • Yineleme Eş anlamlılar: repetitiousness, yineleme, tekrarlanma, yineleme, mahiyettedir, tekrarlama, düzeltme, yineleme, yeniden ortaya çıkma, çoğaltılması, reversion, çoğaltma, rote, déjà vu.çoğalt, faks,...
  • Yinelemek Eş anlamlılar: tekrar, yineleme, üzerinden yapmak, vurgulamak, stres, din, davul, tekrar ediyorum, yeniden yazın, anlatmak, çekiç, özetlemek, rehash.
  • Yinelenen Eş anlamlılar: faks, kopya, çoğaltma, üreme, taklit, benzerlik, transfer, transkript, baskı, offprint, karbon, fotokopi, xerox, photostat, sahte, muadili, çift, ikiz, ikinci, maç, arkadaş, dost.kopyalamak,...
  • Yip Eş anlamlılar: havlamak.
  • Yıpranan Eş anlamlılar: atık, yukarı, tüketmek, egzoz, su, drenaj, tüketmek, aşındırmak, eziyet, kemirmek, rub'dir.lastik, egzoz, yorgunluk, yorgun, taciz, hak, soy, ibne, taşırmak, üzülmek.
  • Yıpranmış Eş anlamlılar: basmakalıp, shopworn, sıradan, ikinci el, basmakalıp, basmakalıp, verimsiz, lezzetsiz, anlamsız, outworn.yorgun, harcanan, dışarı, yorgun özet, yorgun, bitkin, secde, yorgun, bitkin,...
  • Yıpranmış Zahmet Eş anlamlılar: yorgun.
  • Yırtıcı Eş anlamlılar: raptorial, predacious, açgözlü, etçil, avcılık, ravening.açgözlü, yağmacı, plunderous, ravaging, yağmacı, despoiling, korsan, hırsızlık, larcenous.
  • Yiyecek Ve Içecek Sağlamak Eş anlamlılar: sağlama, erzak, tedarik, yem, sağlamak, düzenlemek, organize.pezevenk, müsamaha, memnun, mizah, şımartın, şımartmak, tarih, bakanı bekleyin.
  • Yiyor Eş anlamlılar: gıda.
  • Yobaz Eş anlamlılar: fanatik.
  • Yock Eş anlamlılar: yak.
  • Yoğun Eş anlamlılar: istihdam, nişanlı, işgal, dalmış, çalışma.derin, aşırı, konsantre, ateşli, fervid, yoğun, tutkulu, dokunaklı, enerjik, şiddetli, dinç, güçlü, zorlu, akut, derin, ateşli.eksiksiz,...
  • Yoğunlaşma Eş anlamlılar: sıkıştırma, sıvılaştırılması, yağış, sertleşme, konsolidasyon, korksun, azaltma, kısaltma.yoğuşma, nem, sıvı, yağış, çökelti, katı.özet, özet, özeti, précis, eğlendirir,...
  • Yoğunlaşmak Eş anlamlılar: abridge, kısaltmak, kısaltma, sindirmek, azaltmak, sözleşme.sıkıştırmak, konsantre, decoct, kalınlaştırmak, kompakt, birleştirmek, kuvvetlendirmek, sıkmak.
  • Yoğunluk Eş anlamlılar: derinlik, konsantrasyon, gücü, ekstremite, tutku, önem, hikmet, enerji, şevk, canlılık, güç, gayret, şevk, sertlik, amaç.
  • Yoğurmak Eş anlamlılar: masaj, rub, inme, rub down, işlemek.mix, iş, heyecan, formu, basın, bileşik.
  • Yok Eş anlamlılar: yıkmak, yerle bir etmek, yıkmak, batık, paramparça, patlama, gut, çekin, tahrip, kırmak.devirmek, yok etmek, yok etmek, temizlemek, berbat, yok etmek, yıkım, paramparça, şut, kırmak,...
  •