şok Eş anlamlılar


Şok Eş anlamlılar Fiil formu

  • bastırmak, engel, yakın çekim, geciktirir, baraj, zarar, glut, bantlayın, geçit, taşkın, kontrol, sıkmak, occlude, kramp.
  • boğmak, garrote, gaz, bastırmak, asphyxiate, gag.
  • korkutmak, öfke, hayret, şok, heyecanlandırmak, şaşırtmaz, gövde, traumatize, daze, uyuşmuş, heyecan, felç, hareketsiz, korkutur, flabbergast.
  • sallamak, kavanoz, sarsıntı, ezmek, titremeye, çıngırak, açık büfe, joggle, koşu, çarpmak, dürtükleme, titreşim, jounce.
  • şaşırtmaz, hayrete, hayret, korkutmak, sürpriz, bocalama, korkutur, stupefy, kamuflaj, yıkmak, huşu, sağıra, flabbergast.
  • stupefy, daze, benumb, bocalama, şok, donuk, künt, felç, nakavt, hafifletmek, uyutmak, uyuşturucu, narcotize.
  • titremek, kekemelik, gasp, hıçkırma sputter, splutter, titreme, bozmak, geveleme.

Şok Eş anlamlılar Isim formu

  • çarpışma, sarsıntı, darbe, kaza, şut.
  • travma, sarsıntı, şaşkınlık, başlangıç, heyecan, stupefaction, dehşet, hafif, faintness, merak, korku, öfke, arıza, crackup.
  • yele, bush, kitle, thatch, mat, sevişmek, kırpma.

Şok Eş anlamlılar Sıfat formu

  • afallamış.
  • tüylü.
şok Veri türünün eşanlamlısı bağlantılar: bastırmak, engel, baraj, zarar, geçit, taşkın, sıkmak, occlude, kramp, boğmak, garrote, gaz, bastırmak, asphyxiate, gag, korkutmak, öfke, hayret, şok, heyecanlandırmak, şaşırtmaz, gövde, uyuşmuş, heyecan, felç, hareketsiz, flabbergast, sallamak, kavanoz, sarsıntı, ezmek, çıngırak, açık büfe, joggle, koşu, çarpmak, dürtükleme, titreşim, jounce, şaşırtmaz, hayrete, hayret, korkutmak, sürpriz, bocalama, stupefy, kamuflaj, yıkmak, sağıra, flabbergast, stupefy, bocalama, şok, künt, felç, hafifletmek, uyutmak, uyuşturucu, titremek, gasp, splutter, titreme, bozmak, çarpışma, sarsıntı, darbe, kaza, şut, travma, sarsıntı, şaşkınlık, başlangıç, heyecan, stupefaction, dehşet, hafif, merak, korku, öfke, arıza, crackup, bush, mat, kırpma, tüylü,

şok sözcükler