Tüm göz Eş anlamlılar
Catchword Eş anlamlılar: slogan, formül, slogan, nakarat, atasözü, savaş çığlığı, etiketi, düsturu, şifre, klişe.Catechize Eş anlamlılar: soru.talimat.Caterwaul Eş anlamlılar: gıcırtısı, squawk, mewl, yowl, ağlamak, miyav, ispiyon, feryat, çığlık, hoot, bağırma, bağırmak, haykırmak.Çatı Eş anlamlılar: tavan, garret, mansart, galeri, balkon, clerestory.upthrow, çekmek, lob, halk, gökyüzü.Çatışma Eş anlamlılar: attılar, tussle, karşılaşma, anlaşmazlık, fırça, çarpışır, dövüş, çatışma, çatışma, meşgul, mücadele, yarışma, mücadele, uğraşmak.hücum, anlaşmazlık, sepete,...Çatlak Eş anlamlılar: fissür, çatlamak, split, sürtüşme, yarık, bucak, yarık, scissure, kira, yarık, ihlali, gap, sonu, lacuna, delik.yatıştırıcı, rahatlatıcı, salving, assuaging, yatıştırıcı,...Çatlamak Eş anlamlılar: snap, alkış, clout, tokat, bang, patlat, yumruk, youtube, pop, krizi.rapor, ek, alkış, pop, patlama, patlama, atış, voleybol, salvo, whop.kırmak, bölme, kesmek, sever, kırık, çip,...Cavalier Eş anlamlılar: hazırlıksız, gayrı, teklifsiz, kısıtlamasız, umursamaz, curt, grand, kibirli, lordly, kibirli, mağrur, yüce, mağrur.atlı, knight, asker, binici, cavalryman, caballero.Caydırıcı Eş anlamlılar: engel.Caydırmak Eş anlamlılar: vazgeçirmek, cesaretini, dizginlemek, uyarmak, durduramaz, önlemek, kontrol, dishearten, nemlendirin, aktarma, serin, disincline, frenlemek, zayıflatmak, unnerve, etmedim, engel, durdurmak.Caydırmaya Eş anlamlılar: üzüntü, umutsuzluk, yorgunluk, umutsuzluk, hayal kırıklığı, hayal kırıklığı, rahatsızlık, depresyon, melankoli, kasvet, moroseness, karamsarlık, umutsuzluk.kısıtlaması,...Çayır Eş anlamlılar: mera, alan, mead, otlak, lea, park, park alanı, aralık, kır, pampa, yeşil, yard, arsa.Çaylak Eş anlamlılar: askere.Caz Eş anlamlılar: ranza, saçmalık, göstermelik, saçma, çöp, saçmalık, saçma.Cazibe Eş anlamlılar: çekmek, zevk, enchant, afsunlamak, bemuse, albeni, büyüleyecek, büyüler, bünyeden, ulaşım, ikna, enamor, lütfen, yakalamak.benzeşme, itiraz, albeni, çekme, manyetizma, çekicilik,...Cazip Eş anlamlılar: çekici, çekici, çekici, baştan çıkarıcı, çekici, kışkırtıcı, manyetik, büyüleyici, çekici, iştah açıcı, dayanılmaz, arzu, vermeyen, ilgi çekici.Cehalet Eş anlamlılar: aptallık, dilsizlik, donukluk, tıkanıklıklarının, körlük, sığlığı, uncomprehension, unenlightenment, benightedness, 's, nescience, yabancılık, cahillik, masumiyet.Cehennem Eş anlamlılar: cehennem.cehennem, çukur, kıyamet, nether bölge, alt dünya, uçurum, hades, cehennem, tophet, cehennem azabı, belirsizlik.Cehennem Azabı Eş anlamlılar: cehennem, hades, yeraltı, cehennem, cehennem çukuru, çukur, kıyamet.Cehennemi Eş anlamlılar: korkunç, iğrenç, acımasız, vahşi, şeytani, şeytani, lanetli, şeytani, gaddar, barbar, pitiless, acımasız.Ceket Eş anlamlılar: kapak, case, kasa, kasa, sarıcı, sarma, zarf, klasör, ceket, deri kılıf.Çekiç Eş anlamlılar: bang, dövmek, pound, patlat, grev, dokunun, yumruk, vurmak, cudgel, ram, sürücü, davul, meyilli.Çekici Eş anlamlılar: cazip, davetkâr, baştan çıkarıcı, çekici, çekici, baştan çıkarıcı, büyüleyici, çekici, büyüleyici, büyüleyici, arzu, seksi, kışkırtıcı.ilginç, bulaşıcı, aldatıcı,...Çekilme Eş anlamlılar: emekli, yola, istifa, tahliye, bırakın, feragat, çıkmak, vazgeçmek, gitmek, secede, geri çekilmek.durgunluk, geri çekilme, ayrılma, uçak, ayrılık, firar, emeklilik, exodus, tahttan...Çekilmek Eş anlamlılar: çekilme, emekli, ayırmak, sınırlamak, gizlemek, hibernate, estivate, gitmek, barınak, manastır, gömmek, geri çekilmek, önlemek, rusticate.ayrı, izole, ayırmak, karantina, sequestrate,...Çekilmiş Eş anlamlılar: emekli uzak, candidly, münzevi, içe dönük, tepkisiz, düşmanca, uzak, yalnız, tenha, müstakil, kurmadan.Çekimser Eş anlamlılar: kaydedilmemiş, kararsız, tarafsız, tutma, suskun, müstakil, ılık, belirsiz, nonpartisan, belirsiz, belirsiz, temkinli, korunan, dikkatli, kararsız.Çekincesiz Eş anlamlılar: sınırsız, niteliksiz, wholehearted, tam, sınırsız, tüm, mutlak, unstinting, toplum, tam, hepinize, sınırsız.Çekingen Eş anlamlılar: ürkek.Çekingenlik Eş anlamlılar: çekingenlik.Çekip Eş anlamlılar: bırakın.Çekirdeği Eş anlamlılar: çekirdek, çekirdek, merkezi, ilik, çekirdek, kalp, esas.Çekirdek Eş anlamlılar: tohum, tahıl, mikrop, çekirdek, çekirdek, berry, çukur, pip, taş, ilik, iliği.merkez, orta, hub, çekirdek, çekirdek, kalp, odak, madde, özü, asıl mesele, et, ilik, esas, özü, öz.özü,...Çekiş Eş anlamlılar: sürtünme, çekme, taşıma, adezyon, direnç, muhalefet, gerginlik, çekerek, sürükleme.Çekişen Eş anlamlılar: ölüyor, başarısız, eskimiş, süresi dolan, devitalized.