Tüm göz Eş anlamlılar


  • Bekleyin Eş anlamlılar: gecikme, duraklatmak, erteleme, aralığı, sakatlık, sükunet, tatilde, süspansiyon, ücretin, erteleme, erteleme, mühlet, mola.uymak, dinlenmeye, kalır, oyalanmak, kalmak, duraklatmak,...
  • Bekliyor Eş anlamlılar: hamile.beklemek, beklemek, tahmin, uymak, beklemek, dikkat.katılmak, tehdit, impend, tezgah, yaklaşım, vurgu, asmak.
  • Bekliyoruz Eş anlamlılar: gerektirir, istiyorum, diliyorum, talep, çağrı, niyetinde, ısrar.tahmin, göze, bekliyor, tasarlamak, umut, düşünmek, öngörüyoruz, tahmin, saymak, şekil, dört gözle bekliyorum.tahmin,...
  • Belagat Eş anlamlılar: akıcılık, ifade, itiraz, ikna, hitabet, söylemler.
  • Belâlı Eş anlamlılar: felaket, felaket, yıkıcı, yıkıcı, korkunç, felaket, ağır, baleful, zararlı, ölümcül, ölümlü, ölümcül.
  • Belası Eş anlamlılar: kırbaç, cezalandırmak, balina, yenmek, thrash, kirpik, kamçılamak, geçiş, disiplin.kamçı, kirpik, kayış, tanga, cat-o'-nine-tails, disiplin, kedi, rus kamçısı, yelken.ceza, ızdırap,...
  • Belch Eş anlamlılar: patlak, yayarlar, disgorge, coşma, ortaya çıkarmak, kurtulmak, çıkarmak, üzerine dökmek.geğirmek, kabarcık, eruct, eructate.
  • Beldeyi Eş anlamlılar: yavaşlaması, yatıştırmak, azaltmak, söndürmek, yatıştırmak, ılımlı, tatmin, doyurmak, doyurmak, yatıştırmak, azaltmak, azaltmak, yavaşlamak.
  • Belge Eş anlamlılar: kayıt, kağıt, yazma, sertifika, aracı, kimlik bilgisi, tapu, kanıtları, kanıt.kuruma, kimlik doğrulaması, ispat, tasdik, doğrulamak, kanıtlamak, sürdürmek, destek, detay, alıntı,...
  • Believability Eş anlamlılar: güvenilirlik.
  • Belirgin Eş anlamlılar: projelendirme, çıkık, çıkıntılı, tanınmış, şişkin, protuberant, şişme.önemli, üstün, göze çarpan, dikkat, önemli, önemli, çarpıcı, dikkat çekici, etkileyici, sinyal.
  • Belirlenen Eş anlamlılar: kapatılan, çözülmüş, kararlı, sabit, maksatlı, firma, kuvvetli, sebatlı, kalıcı, sadık, set, adanmış, tereddütsüz, kararlı, iradeli, cesur.
  • Belirlenmesi Eş anlamlılar: irade, çöz, sertlik, sebat, purposefulness, özveri, azim, single-mindedness, gücü, dayanıklılık, cesaret, omurga, kum, yiğitlik, azim, stick-to-itiveness.karar, düzenleme, bulma, tahkim,...
  • Belirleyin Eş anlamlılar: particularize, ayrıntı, tayin, isim, şart, öğeler, alıntı, numaralandırmak, odaklanmak, not, işaret.etkisi, etkileyen, tesir, düzenleyen, kontrol, yöneten, durum, tanımlamak, şekil,...
  • Belirli Eş anlamlılar: belirli.
  • Belirsiz Eş anlamlılar: kötü tanımlanmış, karanlık, abstruse, belirsiz, belirsiz, şaşkın.şüpheli, şüpheli, şüpheci, emin değilseniz, şüpheli, ikna, güvensiz, yabancılara, kararsız, kararsız bir ikilem...
  • Belirsizlik Eş anlamlılar: çatışma, kararsızlık, irresolution, belirsizlik, şüphe, karışıklık, çelişki, inconclusiveness, incertitude, istikrarsızlık, dalgalanma, kararsızlık, tereddüt, kelime oyunu.af, araf,...
  • Belirti Eş anlamlılar: izleme, çizgi, ipucu, tentür, dokunmatik, renk tonu, döküm, şaplak, topak, kalite, öneri, redolence.renk tonu, renk, yıkama, leke, tentür, dantel, lezzet, sezon, suffuse, aşılamak,...
  • Belki Eş anlamlılar: belki de, belki, makul, imaginably, feasibly, belki, mayhap.belki de.
  • Belki De Eş anlamlılar: belki, belki, makul, belki, mayhap.
  • Bellek Eş anlamlılar: anma, hatırlama, anımsama, hatırlama, rekreasyon, tanıma, hatırlatıcılar.anma, hatırlama, kutlama, anıt, onur, haraç, referans, əbadoləşdirmək.
  • Belli Eş anlamlılar: açık, bildirim, net, belirgin, düz, aşikar, patent, somut, gözle, açık, belli, inkar edilemez, şüphesiz, yadsınamaz.gerçek, tartışılmaz, kesin, şüphesiz, yetkili, yadsınamaz, açık,...
  • Belli Etmek Eş anlamlılar: görüntülemek, göstermek, tezahür, sergi, ortaya, göstermek, önermek, delalet, hızlı, mevcut, gösterir.
  • Bellyache Eş anlamlılar: şikayetçi.
  • Bellybutton Eş anlamlılar: göbek, göbek, omphalos.
  • Belting Eş anlamlılar: dayak.
  • Bemuse Eş anlamlılar: geçinip, stupefy, karanlık, karartmak, yıkmak, karıştırmak, şaşırtmak, addle, zorlaştırmak, befuddle, daze, unhinge, koydular, şaşırtmak.çektiklerim, meşgul, emme, sahip, tutuklama,...
  • Bencil Eş anlamlılar: bencil, benmerkezci, kendini, kendinden baktılar, bencil, egoist, cimri, kendi kendine hizmet eden, çıkarcı, açgözlü, istemeyerek de olsa, açgözlü, merhametsiz, alımlarıyla, cimri, demek,...
  • Bencillik Eş anlamlılar: egotizm.
  • Bend Eş anlamlılar: eğri, sahtekar, flex, eğrilik, yay, çukurluk, dönüş, döngü, kemer, ark, kıvırmak, bobin, başını sallamak.eğri, flex, saptırmak, açmak, saptırmak, sapma, yay, yay, deforme, büküm,...
  • Bender Eş anlamlılar: çılgınlığı.
  • Benediction Eş anlamlılar: bereket, nimet, kutsama, kutsama, özveri, çağırma, dua, benedictus, dua.
  • Benek Eş anlamlılar: leke.
  • Benekli Eş anlamlılar: flecked, benekli alacalı, alaca, boynuz, brindled, benekli, kareli, noktalı, kakılmış, benekli.
  • Benignant Eş anlamlılar: iyi huylu.
  •